Anıtkabir'de üst araması olsun mu, olmasın mı!
Ali Karahasanoğlu
Özgür Özel yumruklu saldırıya uğradı. Kıyametler koptu.
Bir eski sabıkalı, CHP'nin Genel Başkanının yanıbaşına kadar, nasıl yaklaşabilir
Güvenlik önlemlerinde zafiyet var..
Boğaziçi Üniversitesi'nde, önceki akşam, suç kayıtları olan 20 yaşındaki bir kişi, kuru sıkı tabancadan çevrilme silah ile görüştüğü kızı öldürdü, intihar etti.
Kıyamet koptu: "Boğaziçi Üniversitesi içine, silahlı biri nasıl girebilir"
Rektörlük açıklama yaptı, önceki yönetimlerden bu yana, kampüs içindeki bir alanda, düğünler düzenlendiğini, bunun rektörlük faaliyetleri ile direkt ilgisi olmadığını belirtti. Ki, biz de şunu biliyoruz, solcuların baskıları ile üniversitelerde polisin girmesi, polisin rektör çağırmadan kampüs içine karışması mümkün değil. Bunu isteyenler, solcular, gerekçeleri üniversitelerin bağımsızlığı.. Şimdi geldiğimiz noktada, üniversite bağımsızlığı solcular için getirilmiş iken.. İçerdeki cinayette suçlama yapanlar da, yine solcular..
Üniversite içinde, özelikle manzarası/konumu özel olan üniversitelerin ve sosyal tesislerinin içinde yıllardır sergilenen bu tür özel faaliyetler ne derece doğru, bu faaliyetlerin üniversitelerin bağımsızlığı ilkesinden yararlanmaları ne derece doğru Veya katil, sadece üniversite içinde mi bu cinayeti işleyebilirdi, ki bu olayda cinayet konuşulacağına, üniversite içinde işlenmiş olması konuşuluyor
Anıtkabir'de, 1996 yılında Mahmut Kaçar, gazeteci kartı olmadığı halde, eline aldığı bir eski fotoğraf makinası ile gazeteci imiş gibi girdi, tören sırasındaki söylemi ile tartışmalar yaşandı.. "Güvenlik zafiyeti"nden bahsedildi..
CHP'lilerin sivil eylem dedikleri gezi isyanını organize eden DHPKC'li teröristler tarafından Çağlayan Adliyesi'nde, bir savcımız, şehid edilmişti..
Gezi isyancısı teröristlerin adliyeye silahları nasıl soktukları araştırılırken, avukat kimliği ile aranmadan adliyeye girdikleri ortaya çıkmış, akabinde avukatların da üstünün aranması istendiğinde, barolar ayağa kalkmışlardı.. "Bizi arayamazsınız" söylemi ile siyasi iktidara parmak sallamışlardı..
23 Nisan törenleri için Ankara'da düzenlenen etkinliklere katılmak üzere CHP'li yöneticileri taşıyan otobüs, trafik polisinin dur işaretine rağmen, üzerine üzerine araç sürülmüş ve polis dinlenmeksizin istenildiği noktaya gidilmiş, şoför verdiği ifadede, kendisini otobüs içindeki CHP'li milletvekillerinin yönlendirdiğini açıklamıştı.
Şimdi 30 Ağustos törenleri sebebi ile Anıtkabir'e girişte, ziyaretçiler aranarak içeri alınıyor..
CHP itiraz ediyor.
CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, Zafer Bayramı dolayısıyla Anıtkabir'de düzenlenen resmi törende askeri personellerin üst aramasına ilişkin olarak Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e cevaplaması için soru önergesi veriyor..
Soralım CHP'ye..
Saadet Partili kardeşlerimizin tanımlaması ile "23 yıldır iktidarda olan AK Parti" ama..
Biz muhalefetteki CHP'ye soralım:
"Güvenlik önlemleri nasıl olmalı. Anıtkabir'de, parti genel başkanlarının katılacağı etkinliklerde.. Üniversite kampüslerinde.. Siz söyleyin, iktidarda olan AK Parti, sizin emrettiğiniz şekilde, güvenlik önlemlerini alsın..
Bir olay vukubulursa, AK Parti'yi suçlayın..
Ama güvenlik önleminin neler olacağını, suçlayacağınız AK Parti değil, siz belirleyin..
Ne güzel bir dünya, değil mi
Bu güzel dünya, tam CHP'liler için..
İşlerine gelince alınan güvenlik önlemleri eleştiriliyor.. Tedbirlerin abartılı olduğu, gereksiz olduğu söyleniyor..
İşlerine gelince, "Güvenlik zafiyeti var" diyerek, sorumlular hedef tahtasına konulup, linç ediliyor..
Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıyı hatırlayın..
Nerede ise devlet yetkilileri, saldırıyı organize edenler gibi gösterilmeye çalışıldı..
Oysa bir köylü vatandaş, bir hemşehrisinin şehid olması sonrasında kılınacak cenaze namazına, o tarihlerde HDP ile yakın ilişki kuran CHP'nin genel başkanının katılmasını protesto etmek istemiş, bu sırada protestoyu biraz abartmış ve fiili saldırıya dönüştürmüştü..
Bu olay üzerinden, CHP'liler ne söylemler geliştirdiler..
Ortada silah yok. Sadece yumrukla yapılmış bir saldırı var..
Ama, "Güvenlik zafiyeti"nden başladılar, bizzat siyasi iktidarın saldırıyı organize ettiği iftirasına kadar, işi götürdüler..
Hani yumruklu saldırı, sadece Özgür Özel'e, sadece Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılmıştır. Diğer partilerden hiçbir kişi, benzeri bir saldırıya uğramamıştır..