Algıcı Ekrem, 28 Şubatçıları toplamış, şov yapıyor!

Algıcı Ekrem, 28 Şubatçıları toplamış, şov yapıyor!

Ali Karahasanoğlu

28 Şubatçı kadro, tastamam orda..

Başörtülü üniversite öğrencilerine "Fahişe" diyebilen ve bugüne kadar özür dilemeyen Fatih Altaylı orda..

Ortaokul öğrencileri, Cuma namazına gitti diye, "Okul üniformaları ile Cuma namazına gittiler" diyerek, kendince okulu, öğrencileri, hortumcu hırsız Cem Uzan'ın sahibi olduğu Star tv ekranından kendince ihbar eden Uğur Dündar orda..

Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın "Siyasi mahkum" olduğunu öne süren, 1992'lerde terör örgütünün yayın organı Özgür Gündem'in genel yayın yönetmenliğini yapan Merdan Yanardağ orda..

17-25 Aralık darbe girişiminde Fox tv'de Pensilvanya'nın hizmetinde haberler hazırlayan Doğan Şentürk orda..

Algıcı Ekrem'i dinler dinlemez, çıkıp, bilirkişiyi tufaya getirerek patronundan aferin almaya çalışan Barış Pehlivan orda..

Algıcı Ekrem başlıyor konuşmaya:

"İlk defa açıklıyorum.."

Oysa ilk defa açıkladığını öne sürdüğü ve kendisi ile uğraşan bir bilirkişinin mağduru olduğunu söylediği olayları, iki yıl önce de bilirkişi yerine İçişleri Bakanı müfettişini söyleyerek aynen tekrarlamış:

"Danıştay'ın benim lehimde kararı var. Buna rağmen yargılanıyorum. Benimle özel uğraşan müfettiş Arif Yıldırım bu dosyayı hazırladı."

Şimdi Arif Yıldırım gitmiş..

Bilirkişi yerine gelmiş.

Peki Danıştay'ın bu dosya ile ilgili Ekrem İmamoğlu lehine kararı var mı

Hukukçular bilir.

Danıştay "belediye başkanı hakkında yargılama yapılamaz" dediğinde, o suçtan ve o dosyadan yargılama olmaz..

Peki algıcı Ekrem, "Danıştay kararı var" nasıl diyor

Adamda utanma yok ki..

İki yıl önce İsmail Saymaz'a anlatmış, o da yazmış:

"Danıştay 1. Dairesi'nin 20 Ekim 2020'de oy çokluğuyla verdiği kararda, İmamoğlu'unun hiçbir ihalede harcama yetkilisi olmadığı ifade edilerek"...

Demek ki ne imiş

İmamoğlu'nun ihalede harcama yetkisi olmadığı için karar verilmiş..

Devam edilmiş:

"İhalelere ait belgelerde imzası olmayan, belgelerin düzenlenmesine katkısı tespit edilmeyen, ihalelerle ilgili süreçte talimat verdiğine ya da dolaylı da olsa yönlendirmede bulunduğuna dair delil olmayan belediye başkanına cezai sorumluluk yüklenemeyeceği" denilmiş..

Ekrem hakkında sonucu şöyle ifade ediyor Saymaz: "İçişleri Bakanlığı'nın beş ihale için soruşturma izni vermesine ilişkin kararı doğrudan kaldırıldı."

Ama şurası önemli..

Saymaz'dan aktarayım:

"Ancak Danıştay, beş ihale ile benzer nitelikteki dördüncü ihale için akıl almaz bir yöntem benimsedi."

Şimdi geldik işin önemli kısmına..

Ekrem bey ihalenin verilmesinde direkt imzası olmadığı için cezai sorumluluğu yok ama..

Sorumlular hakkında yıllarca işlem yapmamış..

Ve ceza davasına muhatap olmuş..

Şimdi, direkt kendisinin suçlanması ile ilgili Danıştay kararını gösterip, bir başka dosyada yargılamasının yapılamayacağını söylüyor..

Algı yapma Ekrem..

Danıştay bir belediye başkanı için, "yargılanamaz" kararı verirse..

O kişiyi o suçtan kimse yargılayamaz. Yargılasa da mahkum edemez..

Ama Ekrem şöyle yapıyor..

Örnek veriyorum.

Ekrem bey iki davadan yargılanıyor. Birinde beraat ediyor, diğerinde mahkum oluyor.. Mahkum olduğu dosya için cezaevine girerken, "Ben beraat etmiştim" diyor.

İşte Ekrem'in oluşturdğu algı bu..

Topladığı fonlanmış gazeteciler, buna sormuyorlar, "Örnekteki farazi olayda, sen beraat ettiğin dosyadan cezaevine girmiyorsun.. Gerçek hayattaki olayda da. sen yargılanmama kararı aldığın dosyadan ve suçtan yargılanmıyorsun ki."

Ama ilginçtir.

Gazetecileri öyle doyurmuş ki, Ekrem efendi.

Basın toplantısında kendisini göremedim ama.