CHP'nin İstanbul il binasının rüşvet paraları ile alındığı gerçeğinin üstünü örtmek için..
Ekrem İmamoğlu bilinçli olarak, medyadaki uzantılarına, suni bir gündem maddesini ısmarladı.
Artık günde bir defa basılan gazeteler, adeta eskiden olduğu gibi, "son baskı" babından özel baskılar yapıp..
Ekrem İmamoğlu hakkında İstinaf'ta sırasını bekleyen "ahmak cezası" dosyası ile ilgili tekrar tekrar haber yapacaklar.
Amaç şu:
İstanbul İl binasının rüşvet paraları ile alındığı gerçeği, bir-iki medya organında gündem oluyor..
Bu yolsuzluğun tam merkezinde, Ekrem İmamoğlu bulunuyor.
Nasıl bulunuyor, onu da açalım.
Birincisi, balya balya avroların taşındığı çantalardan birisi, Ekrem İmamoğlu'nun başkanlığını yaptığı İBB'ye bağlı İstanbul Spor Klübü'nün çantası.. Bu çantanın orada ne aradığı, çantanın içindeki milyon avroların nereden temin edildiği açıklanamadı.
İkincisi, Ekrem İmamoğlu'nun aile şirketinin müdürü, balya balya avroların taşınmasında görüntüsü var.. Kendisi de yolsuzluk içeren para tesliminde rol aldığını açıkça itiraf etti.
İmamoğlu şirketinin müdürü, herhalde kendi babasının özel işi için o para taşımasında bulunmuyordu.. Ekrem İmamoğlu'nun belediye işlerinden temin ettiği paraların bir kısmı, CHP yönetiminde daha güçlü hale gelebilmek için, Ekrem tarafından mutemet adamları tarafından taşınarak, satıcıya teslimi organize ediliyordu..
İşte bu yolsuzluğun üstünü örtmek için.
Yolsuzluğu yazanların medyadaki yaptıkları haberlerin ön plana çıkmaması için.
Ekrem İmamoğlu, "ahmak davası"nı ön plana çıkardı..
Ama öyle ahmakça bir iş yapıyor ki..
Bir tane hukukçu, kendisine hatırlatmıyor..
"Abi, senin yaptığın bu organizasyon, sana pahalıya mal olabilir.."
Onlar aldıkları paralar karşılığında, Ekrem beye bu hatırlatmayı yapamıyor olabilirler..
Ben o hatırlatmayı yapayım..
Ekrem bey, "Koca ceza hukukçusu Adem Sözüer bilmiyor da.. Benim mahkemeye verdiğim Ali bey mi biliyor" diye, yazdıklarıma mesafeli durmasın.
Dost bildiği bir hukukçuya sorsun, doğru cevabı alacaktır..
Son tartışmalarla, Sözcü gazetesinin, Cumhuriyet gazetesinin, Karar gazetesinin sık sık haberleştirerek yapılmak istenen ne
Ahmak ifadesinin hakaret olmaktan çıkarılması şeklinde bir talep değil.
Çünkü kanunda, "ahmak hakarettir" diye bir şey yazmıyor..
Kanunda, "onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek" ifadeler cezalandırılıyor..
Hakim, ahmak kelimesini bu kapsamda görürse ceza veriyor..
O kapsamda görmezse, cezayı vermiyor..
Ekrem bey, şöyle bir girişim yapsaydı..
"Hakaret suç olmaktan çıksın" demiş olsaydı.
Ki, şimdi bunun için Prof. Adem Sözüer'e, ikinci bilirkişi ücreti daha vermesi gerekecek. Ama olsun, değer yani..
Bu arada biz de, Ekrem İmamoğlu'nun akit yazarları içi yaptığı şikayetlerdeki ceza soruşturmalarından kurtulmuş oluruz..
Ama daha önemlisi..
Şu an Adem Sözüer'in, Anayasa Mahkemesi'ne götürmek için yaptığı "Anayasa'ya aykırılık" müracaatının kabul görmesi halinde..
Ekrem beyin işinin, daha da vahimleşeceği gerçeği...
Nasıl mı
Anlatayım..
Ekrem bey şu an, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine, kurul halinde çalışırken hakaret etmekten yargılanıyor..
Yerel mahkeme, Türk Ceza Kanunu 1253a gereği ceza verdi..
Cezayı, "kurul halinde çalışan, YSK üyelerine yönelik işlediği"ne hükmetti..
Cezayı, alenen işlediği için artırdı..
Sonrasında ise..
Burasını Adem Sözüer iyi okusun..
Çünkü iptal ettirmek istedikleri madde, onların yararına..
Ekrem İmamoğlu'ndan bilirkişi ücreti alıp, rapor yazdığına göre.. Ekrem beyin yararına olan maddeyi, Adem beyin de yararına olarak yorumluyorum..