"Aday Ofisi" mi, "Rüşvet merkez üssü" mü
Ali Karahasanoğlu
Onlar, profesyonel algı çalışmalarını her fırsatta tekrarlıyorlar..
"Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu" diyorlar.
Ben de "İstanbul'un 6 yılını çalan, milyarlarını çalan, ama bir tane çivi çakmayan Ekrem İmamoğlu" diyorum.
Onlar "Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi" diyorlar..
Ben, "Rüşvet ve irtikap suçlar merkezi" diyorum..
Onlar "sosyal medya hesabından yapılan açıklamada" diyorlar..
Ben, "devletin önleyemediği sahtekarlık çetesinin, cezaevindeki adam üzerinden açtığı hesaptan yapılan algı operasyonunda" diyorum..
Onlar, "Tutsak olan bütün siyasi dostlarımıza" diyorlar.
Ben, "hırsızlıktan tutuklanıp, bir de utanmadan kendilerine 'siyasi dostlar' arayan ahlaksızlar" diyorum..
Dün Ekrem İmamoğlu adına yapılan paylaşımdan bahsediyorum.
2024 yılı boyunca her hafta 4 sayfa reklamla, İBB kasasından fonlanan Cumhuriyet gazetesi, "Son dakika" başlığı ile internetten rüşvet ve irtikap tutuklusu Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasını aktarıyor:
"Hakkımızda açılan ve birçok insanın haksız, hukuksuz biçimde hapiste tutulmasına neden olan bu dava, karanlık odakların kirli hesaplarına hizmet etmektedir."
Sahtekar adam..
Yalancı adam..
Onlarca insanı da, sahtekarlığına alet eden adam..
İBB'den ihale alan müteahhitten, 5 milyon TL'ye aldığın villayı, bir yıllığına peşin para ile 6 milyon TL'ye kiraya verdiğin yalan mı
Sahtekarlık değil mi bu
Rüşvet değil mi
Hırsızlık değil mi
Soygun değil mi
"Haksız hukuksuz hapiste tutuluyor"larmış..
Sadece sen değil.. Sana desteğe gelen kim var ise yedi sülalen de, seninle birlikte hapise atılmalıydı..
Utanmadan kendi ağzıyla söylüyor: "Her gün yeni bir skandala uyanan bu ülkede"..
Evet, her gün yeni bir skandalla uyanıyoruz.
Bir gün Beşiktaş, bir gün Büyükçekmece, bir gün Beyoğlu Belediyesi'ndeki skandal rüşvet itirafları ile uyanıyoruz..
Son örnek.
Beyoğlu Belediye Başkanı, utanmadan anlatıyor: "Mustafa Mutlu'yu ben göreve getirdim." Sonra devam ediyor, göreve getirdiği adamın, bir müteahhite ihale verdirmek için çırpındığını.
Kendisinin ise, güya "Senin işin o adama ihale verdirmek değil" diye uyarıda bulunduğunu..
Affedersiniz..
Göreve getirdiğiniz adam, size ihalenin kime verileceğini dayatıyorsa.
Savcılık orada.
Göreve getirdiğiniz gibi, görevden almanız da bir dakika..
Ama ne savcılığa veriyorsunuz. ne görevden alıyorsunuz.
Sonra gözaltına alınınca, "Ben değil, o yaptı" diyorsunuz..
İlk günlerdeki "Soruyu muhatap almıyorum" cevapları..
Son operasyonlarda, "Evet, bir suç var, var da. Sor bir bana, suçu kim işledi" noktasına gelmiş..
Ekmek çaldığı için cezaevine atılan çocukların ülkesinde, villaları çalan Ekrem İmamoğlu, utanmadan anlatmaya devam ediyor:
"Adalete olan güven her geçen gün daha da sarsılıyor."
Bu sözü, ekmek çaldığı için cezaevine konulan çocuklar söylerse bir değeri var..
Sen ekmek değil, yüz binlerce ekmek değerinde villa çaldın. Bir de değil onlarca villa çaldın..
Şimdi utanmadan, suçsuz yere tutuklanmışsın gibi, çaldığın paraları dağıtarak, kendine masumiyet rolleri yüklüyorsun..
"Fatih Keleş kardeşime kurulan tuzak, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Bu kumpasların arkasında, kötülükten beslenen ve sürekli yeni tezgâhlar kuran odakların varlığı açıktır" diye de devam ediyor, rüşvet toplayarak ve topladığı paraları ona, buna şuna dağıtarak, Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini düşünen Ekrem.
"Fatih Keleş" diyor ama.
Bu sahtekarların söylediklerine değil, sıkıştıkları noktaya bakmak gerek..
Fatih Keleş ile ilgili son operasyon, "Aziz İhsan Aktaş'ın susturulması için adam tutulduğu" iddiası idi.
Tutulmak istenen adam, konuyu kabul etmedi..
Fatih Keleş de iddiayı yalanladı.
Ama bunların üzerinden 3 gün geçti..
Bayram değil, seyran değil. Hırsızlık çetesinin yöneticisi Ekrem İmamoğlu, niçin Fatih Keleş'e kurulan tuzak" diyorsun..
Ben ifşa edeyim size..
Villayı 5'e alıp, 6'ya kiralayan düzenbaz Ekrem, foyasının her geçen gün daha net ortaya çıktığının farkında.
Son olarak da 'EkremEdit' sosyal medya hesabının yöneticisi Mahir Gün, itiraflarda bulundu..
Tam da, düzenbaz Ekrem'in, "Kardeşim Fatih Keleş'e kurulan tuzak"