Yeni bir yıla giriyoruz. Yılbaşı için büyük oteller özel programlar hazırlıyor. Bu programlarda ünlü sanatçılar ve canlı müzik eşliğinde yılbaşı kutlayanlar varlıklı insanlar. İstanbul'un lüks otellerinden Swissotel'de bir gecelik yılbaşı eğlence ücreti 12 bin TL. Boğaziçi'nin incisi sayılan Çırağan'da ise 23 bin TL. Buralara gidenler bu paraları gözlerini kırpmadan veriyor.

Ama aynı insanlara ihtiyacı olan bir öğrencinin giderlerini karşıla deseniz o bir gecelik ücreti vermemek için kırk dereden su getirirler. Türkiye'de zenginlerin çoğunluğunu oluşturan kesim vergi kaçırma şampiyonudur. O zalimler, yıllar boyu vergi şampiyonluğunu genelev partoniçesi Ermeni Matild Manukyan'a bırakan vahşi kapitalistlerdir. Yüzleri de kızarmaz.

Bu inançtan yoksun zenginler, zekat nedir bilmezler, kazanırken helali haramı ayırmazlar. Gariban insanları düşük ücretlerle çalıştırıp emeklerini sömürürler. Bencildirler. Kimseye faydaları dokunmaz! Ne halka, ne devlete… O yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en zor işi, Türkiye'nin gelir dağılımı mücadelesidir. Çünkü ekonomi hâlâ montajcıların kontrolünde.

***

2026 yılına girerken Türkiye'nin kaymağını Cumhuriyet'in palazlandırdığı değer ölçüsü olmayan vahşi kapitalistler yiyor. Toplam nüfusun yüzde 20'sini oluşturuyorlar. Ülke gelirinin ise yüzde 48'i onlara akıyor. Türkiye'nin en düşük gelire sahip yüzde 20'lik garibanı ise toplam gelirden yüzde 6 pay alabiliyor. Zenginler yüzde 48, fakirler sadece yüzde 6.

Türkiye'nin en zengin ve en fakir yüzde 20'lik iki grubu yani varlıklı ve dar gelirli insanlar arasındaki uçurum çok derin. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üst düzey bir ekip değil, yeni bir başkanlık kurarak gelir dağılımındaki bu dengesizliği düzeltecek çözümleri sürekli hale getirmeli. Sonra da bu başkanlık değil, tüm bakanlıklar çözüme odaklanmalı.

Emekli maaşlarına üç beş kuruş fazla zam yapmak yahut asgari ücreti birazcık iyileştirmek zenginle fakir arasındaki uçuruma çözüm getirmiyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun resmi rakamları fakirlerin acısını ve gözyaşlarını yansıtıyor... En zenginle en fakir arasındaki yüzde 60'lık ücretli kesim de çok iyi şartlarda yaşamıyor. Sadece hayatta kalma mücadelesi veriyor.