Oyunculuk ve sunuculuk yaptığı '90'ların ortasında, yıldızının parladığı dönemlerde de Özlem Savaş'ın meslek seçimiyle ilgili fikrim aynıydı, bugün de...
Matematik ve fizik alanında TÜBİTAK ödülleri kazanmış, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ni bitirmiş parlak bir öğrencinin mesleğini rafa kaldırıp kendini renkli dünyanın büyüsüne kaptırması bence mantıklı değildi.
Genç yaşta yakalanan şöhretin büyüsü, elbette ki bilgisayar mühendisliğine oranla çok daha cazipti. Oysa başarılı bir bilgisayar mühendisi yaş alıp, tecrübe kazandıkça işinde yükselir ve geliri artar ama oyunculuk ve sunuculuk için aynı şeyi söylemek zor. Oyunculukta yaş ilerledikçe şöhret baki kalır ama iş olanakları gittikçe azalır.
Çünkü sektörde iş bekleyen kadın oyuncu çok ama çekilen dizilerdeki yardımcı kadın karakter sayısı sınırlı.
Bu konuda ne düşündüğünü öğrenmek için Özlem Savaş'la röportaj yapmak istedim. Savaş'la Çengelköy'deki Tarihi Çınaraltı Kahvesi'nde buluştuk ve oldukça samimi bir söyleşi yaptık.
Şov dünyasına ilk adımınızı attığınız günü hatırlıyor musunuz Neler hissetmiştiniz
İlk sinema filmiyle başladım. Yaşar Alptekin'le "Salıncakta Üç Kişi"yi çektik. O zaman Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyordum, çok hoşuma gitmişti tanınmak ve şöhret.
Oyunculuk mu sunuculuk mu sizin için daha baskın bir tutku
Oyunculuk.
Neden
İlk filmimi izlediğimde kendimi hiç beğenmemiştim. Dedim ki "Böyle oyunculuk mu olur" Her yaptığım işte fazla mükemmeliyetçi davranan biriyim. Bu da beni hep zorladı ve mutsuz etti aslında. "Daha iyisi olmalıyım," dedim. O zamanlar workshoplar, oyunculuk akademileri falan yoktu. Betül Arım'a dedim ki, "Ben oyunculuk konusunda eğitilmek istiyorum, nasıl yapacağım" "Gel, Şehir Tiyatroları'nın genç kadrosuna alalım," dedi. Oraya başladım. İlk oyunumla çok başarılı oldum, çünkü çok çalıştım. O zaman Gencay Gürün'dü Şehir Tiyatroları'nın Genel Sanat Yönetmeni, ilk oyunumdan sonra "Sen çok büyük bir aktris olacaksın. Hiçbir şey bilmeden tiyatroda bu kadar başarılı olmuş bir genç henüz görmedim," deyip beni kadroya aldı. Çok iyi İngilizcem vardı, yurt dışına gidip geliyor, iyi filmler getiriyor ve oyunları tercüme ediyordum. Bu Gencay Hanım'ın çok hoşuna gidiyordu çünkü beni Batılı ve vizyoner görüyordu.
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunusunuz. Mesleğinizi yapmak yerine niye şov dünyasını seçtiniz
Oyunculuk tarafı daha hoşuma gitti herhâlde gençken. İyi de para kazanıyordum o dönem. İnsanın elinin çabuk ekmek tutması da önemli bir etken olabiliyor. Evet elimde bir altın bileziğim var ama başlamışken devam ettireyim dedim.
Peki o altın bileziği hiç kullandınız mı
1994'te mezun oldum ve o tarihten bu yana hiç kullanmadım, çünkü ihtiyaç duymadım.
20 yaşındaki Özlem'e bir cümle kursaydınız bu ne olurdu
Çok mükemmeliyetçi olmak hayatını kâbusa çevirir.
Özlem Savaş'ın 'keşke'leri var mı Varsa, nelerdir
Var… Mesela kendi mesleğimde olabilirdim. Şişli Terakki'den ve Boğaziçi'nden arkadaşlarım var, onlarla hiç kopmadık. Ara sıra buluşuyoruz. Onlar bana hep, "Bilgisayar mühendisliğini yapsaydın bugün ABD'de bir IBM'in başında falandın," der. Bunları duyunca da 'keşke' eğitimini aldığım işi yapsaydım diyorsun.
O yıllarda şov dünyasının cazibesi mi sarmalına aldı sizi
O işte de iyi olmaya çalıştım, hayaller kurdum. Başladığım biri işi sürdürmeye çalışanlardanım.
'90'lı yıllarda bilgisayar mühendisliğinin bugün geldiği noktaya ulaşacağını hesap mı edemediniz
Asla… O zaman Boğaziçi Üniversitesi'nde yeni açılmıştı bilgisayar mühendisliği ve o bölüme ilk giren kız öğrenci benim. Başka kız yoktu…
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ni bitirip, o mesleği yapmamak kusura bakmayın ama mantıklı gelmiyor bana...
Boşuna okumuşum gibi algılanabilir ama mesela şu anda Fransızca çalışıyorum. İsviçre'de iki yıl okuduğumda Fransızcam iyiydi. Aradan çok süre geçti ve bu süreçte Türkiye'de hiç kimseyle konuşamadığım için Fransızcam geriledi, onu ilerletmeye çalışıyorum şimdi. Bu bana bir şey kazandıracak mı Fransa'ya mı gidip yaşayacağım Hayır, ama bilmek ve kendim için bir şey yapmak mutlu ediyor beni.
"Umut en büyük motivasyonum"
Aşka dair hayal kırıklıklarınız oldu mu
İki hayal kırıklığım var aşka dair. Biri ilk başlarda yaşadığım bir tecrübeydi. İkincisi de bir evlilik yaptım, korkunçtu, bir ay içinde boşandım.
Şu an hayatınızda biri var mı
Vardı ama şimdi yok.
Yalnızlıkla aranız nasıl
Çok severim yalnız olmayı. Çok keyifli. İnsanın kendiyle yalnız kalabilmesi kadar güzel bir şey yok hayatta. Benim meraklarım ve ilgi alanlarım çok fazla, asla kendimden sıkılmayan bir kadınım. Pandemi döneminde bile YouTube'dan sulu boya resim yapmayı öğrendim. Sulu boya resim yapıyorum, güzel de oluyor. Yeni bir şey öğrenmek, yeni bir şeyler deneyimlemek yalnızlığınızla çok ilintili ve çok güzel bir şey.
Sizi her daim ayakta tutan temel duygu ve motivasyon nedir
Umut… Umut acayip bir şey. Umut bittiği zaman her şey biter hayatta.
"Benden harika Serenay ve Melis'in annesi olur"
Kadın oyuncuların yaşları ilerledikçe dizi ve filmlerde oynama şansları azalıyor. Çünkü projelerdeki yardımcı kadın rolü sayısı sınırlı ama aday çok. Size göre yaş ilerledikçe oynayacak iş sayısının azalmasının yarattığı sorunlar neler
Türkiye'deki dizilerin genel olarak şekli, şemali belli. Genç kadın ve genç erkek üzerine kurulu işler, diğerleri yan roller. Ben 55 yaşında bir kadınım. Görüntü itibarı ile de Batılı bir kadınım, Doğu'ya çok hitap eden biri değilim. Mesela benden iyi Serenay Sarıkaya'nın annesi olur, Melis Sezen'in annesi olur hem de harika olur. Bak söylüyorum. Çünkü hem tip hem vizyon hem de daha Batılı daha farklı tipler bunlar. Orta Doğu'ya hitap eden esmer güzeli değil daha sarışınlar.
Uzunca bir süre sunuculuk yaptınız. Bugün yeniden program sunma şansınız olsa nasıl bir yapım olurdu bu
Bilgi yarışması olsun isterdim. Kim Milyoner Olmak İster'i bana sundursalar çok güzel yaparım. Çok istediğim bir şey.
Şov dünyasından, dolaysıyla medyadan uzaklaştığınızda içsel olarak neler yaşadınız
Şöyle söyleyeyim; alışkanlıklar çok önemli. Bir süre ekran önünde olup sonra olmamak bence insanları büyük bir boşluğa düşürüyor. Bunun için insanların büyük bir çaba içinde olduğunu düşünüyorum. Büyük bir olgunluk gerektiriyor. Bunu yapabilen var, yapamayan var. Ben ekranlarda olmadığım süre içinde illa ki olmalıyım diye düşünmedim. Ama oyunculuk çok emek verdiğim bir iş. Neden oyunculuk kariyerimi devam ettirmeyeyim diye düşündüm. Bu da benim en doğal hakkım.