"Önüme engeller konulunca yüksekten atlamayı öğrendim"

İki efsane oyuncu Çolpan İlhan ve Sadri Alışık'ın oğlu, şair Attila İlhan ve yazar Cengiz İlhan'ın yeğeni Kerem Alışık'ı henüz oyuncu ve sunucu olmadığı günlerden tanırım. Profesyonel bir futbolcu olduğu yılların hızlı gençlerindendi, sonra Sibel Turnagöl ile evlendi, baba oldu. Uzak durduğu oyunculuğa ise "Gözleri Türkçe konuşan adam" dediği babası Sadri Alışık'ı kaybettikten sonra başladı. 80'lerin çapkını yıllar sonra sadece anne ve babası gibi oyuncu değil, şair olarak da çıktı karşımıza

Hem bu yönü hem de Kerem Alışık ile 40 yılı aşan tanışıklığımızdan ötürü keyifli bir röportaj çıktı ortaya.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Kerem Alışık'a göre bayramın anlamı ne

Sen bayramın adına bakma. Adı bayram olsa da bayramın bir hüznü vardır. Bir tarafı coşkudur bayramın, umut günleridir, dayanışma günleridir Öbür tarafı içlidir, hislidir. Hüzün günleridir bayramlar. Ben böyle bayramlara giderim, gidenler benden gider

Türk sinemasının iki ünlü sanatçısının oğlusun, edebiyat dünyasının ünlü isimlerinin olduğu bir aile... Onların gölgesinde kalmamak için neler yaptın

Gölgede kalanın gölgesi olmaz ki! Yüzünü güneşe çeviren insanın gölgesi olur. Çocukken anne babama, "Topum kaçtı yardım edin duvara tırmanacağım" dedim. Bana, "Başkasının çıkardığı duvardan inemezsin, düşersin" dediler. Bunun ne kadar doğru olduğunu daha o yaşlarda anladım. Çehov'un "Vanya Dayı"sında Sonya der ki, "Yaşayacağız Vanya Dayı yaşayacağız. Bizi çalışmak kurtarır." Ben hep buna inandım. Çalışmak benim soluğum. Çalışmak ile yol arkadaşıyız. Ünlü çocuğu ol ya da olma hiç fark etmez. Ancak ünlü bir ailenin evladı olarak olumsuz anlamda farklı bakış açılarıyla karşılaşmaktan geri kalmıyorsunuz. Sana bir sır vereyim; ben önüme böyle engel koyanlar yüzünden daha yüksek atlamayı öğrendim.

"Bizim evde günde iki saat kitap okunurdu"

Sanatın içine doğup büyüdüğün için kendini üç ayrı konservatuvardan mezun varsayan Kerem Alışık'ın kastettiği eğitimler ne

Ailemden başta hayatı öğrendim. Ve bu öğretiyi zevkli kılan öğrendiğim her şeyin sanatla ilgili olmasıydı. En iyilerden en iyiyi öğrendim. Yazmayı, okumayı, düşünmeyi, mesleğin bütün inceliklerini, derinliklerini öğrendim. Benim doğduğum evde yedi yaşından beri günde iki saat okuma saati vardı. Babam veya annem başımda dururdu, istersen okuma! Bu alışkanlık bende hiç kaybolmadı. Mesleğiniz, hayatı insanlara anlatıyorsa, siz, hayatı o insanlardan daha iyi tanımak ve bilmek zorundasınız. O yüzden satın alınamayan şeyleri seviyorum hayatta.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Kerem Alışık nasıl oldu da önce topun peşinden koştu

Çünkü futbol topuna sevdalıydım. Zor bir şey böyle sanatçı bir ailenin ortasına, göbeğine düşmek; insanın hayata karşı ödevi yaşamak ama şimdi sen kendini kanıtlamak ve sağlam durabilmek için iki defa yaşamak zorundasın. Dolayısıyla benim futbola ilgim ve yeteneğim çok olduğu için kendimi futbolla kanıtlamayı istedim. O yüzden içimdeki oyunculuk tutkusunu bastırmak zorunda kaldım. Babam bu konuda ısrarcı olsaydı belki çok daha önce sanatın içine karışabilirdim.

Gözleri Türkçe konuşan bir adam

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Baban öldükten sonra oyuncu olmanın sebebi ne

Oyunculuğa babamın vefatından sonra başlamam, beni hep sanatın içinde görmek isteyen babama birkaç mısra bırakamamam, onun kalbine sanatımla dokunamamam, sanatsal uğraşlarımı hiç bilememesi sinemde kapanmayan bir yaradır. En büyük pişmanlığım ve üzüntümdür. Sevgili Ünal Küpeli, beni babamın cenazesinde TV'da görüp "Fırtınalar" dizisinde oynatmayı düşünmüş, ısrarla hayır dememe rağmen hiç vazgeçmedi. Sonra annemin de beni yüreklendirmesi ile mesleğe adım attım. Sadri Alışık; gözleri Türkçe konuşan bir adam. Kişisel derinliği çok yüksek, çok çarpıcı biri. Filmlerindeki kadar serseri ruhlu, resimlerindeki kadar naif, şiirlerindeki kadar filozof Kendisine hem dram hem komedi yakıştıran bir yakışıklı. Bir tarafı umut bir tarafı hüzün kokan, insanın doğrudan kalbine ulaşabilen bir adam. Tercüme edilmesi imkânsız. Gerek sesi, gerek beden dili, gerek yüz ifadesi, gerek mimikleri, gerek jestleri, neresinden bakarsanız bir konservatuvar. Yani oyunculuğundaki sıcaklığı ve samimiyeti şairin gün düşlemesi gibi bir aktör. Benim okulum.

"Kalbimin aşk meşk kısmı boş, inşallah orayı da doldururum"

Annen, baban ve dayılarından sana geçen meziyetler var mı

Hepsinin çeşitli özelliklerini üstümde taşıdığımı düşünüyorum. Sonuçta ailemizin bir genetiği, bir kodu var. İster istemez onlardan bana, benden oğluma geçen Hayatımdaki boşluğu doldurmaya çalışarak geçiyor benim bütün zamanım. İlimle, bilimle zihnimi doldurmaya uğraşıyorum. Bir de kalp boşluğuna yer vermemeye çalışıyorum. İnsan sevgisiyle, maneviyatla, inançla kalbimi doldurmaya uğraşıyorum. Sen şimdi o soruyu da soracaksın biliyorum, sen sormadan söyleyeyim. Kalbimin bir tek aşk meşk kısmı boş. İnşallah orayı da doldururum.

"Oğlum yapım tarafını seçti"

Oğlunla ilişkin nasıl

Ben babam gibi disiplinli, prensipli, mesafeli, annem gibi yumuşak, hoşgörülü ve sevgisini gösteren bir babayım. İkisinin arasında bir yerdeyim aslında. Gerektiğinde korkutucu, caydırıcı bir tarafım da var. Sadri, şimdi 34 yaşında oldu. Biz Sadri ile arkadaşlığı, dostluğu, abi -kardeşliği, baba-oğul ilişkisinin dozunu çok iyi tutturduk. Sadri'nin de hakkını yemeyeyim. Benim ciğerim ortasında dört damla yaş vardır. Biri dayım der yağar. Biri babam der dökülür. Biri anam der çağlar. Ama birisi hep onadır, hep ona saklanır.

Dedesinin adını taşıyan oğlun kimin izinden gidecek

Sadri, SAKM'nin bütün operasyonun başında. Ben de Genel Sanat Yönetmeni olarak onun başındayım. Bu bir babanın evladının başında olması hiçbir zaman hiçbir yerde bitmiyor, görüyorsun işte. Ben oyuncu olmasını çok isterdim ama o yapım tarafında kalmayı tercih etti. Dolayısıyla yolunu seçti.