Cemal Hünal: Issız Adam benim dönüm noktam

Çağan Irmak'ın yazıp, yönettiği başrollerinde Melis Birkan ile Cemal Hünal'ın oynadığı "Issız Adam", 43 hafta kaldığı vizyonda 2 milyon 788 bin 550 kişinin izlediği bir filmdi. Hollywood'da yeni trend, eski filmleri ve dizileri yeniden çekmek. Tek tük olsa da bizde de bunu yapanlar var ama "Issız Adam"ın yapımcısı Most Production, farklı bir işe imza atarak 2008 yapımı "Issız Adam" filmini 27 Haziran'da ikinci kez vizyona soktu.

Ali Eyüboğlu - Çağan Irmak'ın yazıp, yönettiği başrollerinde Melis Birkan ile Cemal Hünal'ın oynadığı "Issız Adam", 43 hafta kaldığı vizyonda 2 milyon 788 bin 550 kişinin izlediği bir filmdi. Hollywood'da yeni trend, eski filmleri ve dizileri yeniden çekmek. Tek tük olsa da bizde de bunu yapanlar var ama "Issız Adam"ın yapımcısı Most Production, farklı bir işe imza atarak 2008 yapımı "Issız Adam" filmini 27 Haziran'da ikinci kez vizyona soktu.İlk vizyonunu 7 Kasım 2008'de yapan filmi, ilk hafta sonu 55 bin 987 kişi izlemiş, "Issız Adam" fısıltı gazetesi sayesinde sonradan açılmış ve Türkiye gündemine oturmuştu. Bakalım okulların kapandığı yaz sezonunda yeniden gösterime giren "Issız Adam" ne kadar gişe yapacakHâl böyle olunca Çağan Irmak'ın kült filminin "Issız Adam"ı Cemal Hünal'la bir röportaj kaçınılmazdı. Oyuncuyla Kızılay'ın kan bağış kampanyasına destek vermek için geldiği Zeynep Kamil Kan Bağış Merkezi'nde buluştuk, oradan filmin geçtiği sokaklara uzandık. Cemal Hünal, lafını esirgemeyen bir isim olduğu için renkli bir röportaj oldu. Oyuncunun yeni hobisi sayesinde ABD'li bir sanatçının Boston'dan gelip Dudullu'da bir demir çelik atölyesi açtığını, Hünal'ın da canı sıkıldıkça Emirgan'dan buraya çeliği dövüp kılıç yapmaya geldiğini öğrendim.


Oyunculukla ilk tanıştığınız anı hatırlıyor musunuz O an sizi nasıl etkiledi

Saint Benoit'da okurken Moliere'in "Cimri" oyunuyla başladı benim tiyatro maceram. 13 yaşındaydım. Taş yapı içerisinde çok güzel bir spor ve tiyatro salonumuz vardı.

Bugüne kadar sizi en çok zorlayan ya da en çok dönüştüren rol hangisiydi

Sanırım beni en çok zorlayan ve dönüştüren rolüm "Asi"deki Kerim karakteriydi. Çetin Tekindor, Nur Sürer, Tülay Günal ve Tülay Bursa gibi çok güçlü bir kadroyla beraberdik. Benim ilk uzun dönem işimdi. O zamanlar set saatleri konusunda bir kısıtlama da yoktu. Çok uzun saatler çalışıyorduk ara vermeden. İki sene sürmüştü. Sanırım beni en çok zorlayan o iş olmuştu.

Dizi, sinema ve tiyatro Üçü arasında sizin için en vazgeçilmez olan hangisi ve neden

Beni asıl bu kariyere iten sinema aşkı oldu. Ben '80'lerin, '90'ların filmleriyle büyüdüm. O filmleri bugün insanlar tekrar tekrar seyrediyor. Yeni işleri bir kere izliyorsunuz, eski filmleri hâlâ üst üste izliyoruz. Onun için sinema aşkı bir başka ama oyunculuktan haz aldığım yer tiyatro sahnesi.

Oynadığınız karakterlerle özel hayatınızda empati kurar mısınız

Mecburum. Her oyuncu oynadığı karakterle empati kurmak zorunda. Çünkü her insanın doğasında kendi fikrinin arkasında durma, kendi düşüncelerini - haklı ya da haksız da olsa -savunan bir bilinçaltı var. Oynadığım karakterlerin çoğu benden ne kadar uzak olsa, çoğu öyle benim için onu oynamak daha kolay. Yabancı karakterleri daha kolay hayata geçiriyorum ama hepsinin haklı olduğu yeri bulmak zorundayım, hepsiyle de empati kurmak ve sevmek zorundayım.

"Sürekli trolleniyorum"

Uzun süre hafızalarda kalan "Issız Adam" filmi sizin için ne ifade ediyor, üzerinden geçen zamanla birlikte nasıl bir anlam kazandı

Benim için çok büyük bir dönüm noktası ve çok kalıcı bir iş oldu "Issız Adam" İlk çıktığında çok beğenilmişti. Aradan onca yıl geçti hâlâ çok beğeniliyor. Kült bir film oldu. Çok gurur duyduğum bir iş. Beni çok mutlu ediyor, çünkü gerçek anlamda bir sinema eseri. Aynı zamanda oyunculuk gibi zor bir mesleği benim için sürdürülebilir hâle getiren bir proje. Onun için benim için çok kıymetli.

"Issız Adam" sizi hâlâ bırakmadı mı Sokağa çıktığınızda hâlâ o karakterle ilgili ilginç tepkiler alıyor musunuz

Hep aynı tepkileri alıyorum, o yüzden hiçbiri ilginç değil artık. Sürekli trolleniyorum.

Nasıl

Sürekli Ada'yı (Melis Birkan'ın hayat verdiği karakter) niye bıraktığımı soruyorlar. Ben onlara onun bir film olduğunu, öyle bir insanla ilişkim olmadığını anlatamıyorum.

"Müzik benim için stres atma ve mutluluk kaynağı"

Oyunculuğun dışında hayatınızda yer alan başka tutkularınız var mı

Var tabii. Gitar zaten hayatımın bir parçası. Evde her zaman açıkta bir elektro gitar, prize takılı bir tane amfi ve akustik gitar hep durur. Benim için müzik en hızlı stres atma ve mutluluk kaynağı.

Var mı başkalarına verdiğiniz besteniz

Yok Çünkü çoğunlukla elektronik gitarda doğaçlama blues çalmayı çok seviyorum. Onun için ne kadar stresli olursam olayım eve gelip çalmaya başladığımda birkaç saniye sonra sonsuz bir mutluluğa ulaşabiliyorum.

Sizi genelde 'cool' karakterlerde görüyoruz Gerçek hayatta da böyle misiniz, yoksa kandırıldık mı

Bilmem Onu sizin bana söylemeniz lazım.

"Kılıç yapmayı öğreniyorum"

Bir gününüzü gözünüzde canlandıralım mı Sabah kaçta uyanır, neyle uğraşırsınız

Sabah 5.5- 6 gibi uyanırım. Günüm tereddütsüz filtre kahve yapmakla başlıyor. Dünya haberlerini açıp, kahvemi içerim. Kedilerin kumunu temizledikten sonra 15-20 dakika kadar sabah sporu yapıyorum. Evimi toparlıyorum, temizliğimi yapıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum. Yatak falan toplanıyor. Her şeyimi kendim yapmayı seviyorum. Yemeğimi, ütümü kendim yapıyorum. Günün programına göre eğer dışarıda işim yoksa oturup bir iki saat gitar çalıyorum, kitap okuyorum, hobilerimle uğraşıyorum, atölyeye gidip geliyorum. Evde yemek yapmayı seviyorum, o yüzden İstinye'de çarşı pazarda alışveriş yapıyorum.

Atölye derken

Sıcak demircilik. Kılıç yapmayı öğreniyorum. Amerikalı bir arkadaşım Tom Ward, Boston'dan Dudullu'ya taşıdı atölyesini. Çok da sanatkâr bir çocuk, çok donanımlı. Çelik konusunda sanatı çok üst seviyelerde biri. Bu atölyede çok kıymetli bir meslek öğreniyorum.

"Genç oyuncular kitap okumalı"

Genç oyunculara baktığınızda sizce en çok neye ihtiyaçları var

Dünyaya açılmaya ihtiyaçları var. Edebi olarak kendilerini geliştirmeye ihtiyaçları var. Mesleklerini bir oyuncudan ziyade bir dramatolog gibi düşünüp daha fazla kitap okumaya ihtiyaçları var Kültürel ve edebi olarak daha donanımlı olmaya ihtiyaçları var. Kitap okumaları lazım, kitap okumaları lazım, kitap okumaları lazım.

Sizi en çok etkileyen kitap, film veya yönetmen hangisidir

Çok var Benim için sinema aşkımın başladığı film Akira Kurosawa'nın "Yedi Samuray"ı. Hâlâ da en çok sevdiğim filmdir. Üniversite tezimi bile onun üzerine yazmıştım. Son yıllarda ise Stephen Fry isimli İngiliz aktörün yazdığı dört kitap var, Yunan mitolojisi üzerine. Biri tanrılar ve yaradılış üzerine, biri kahramanlar üzerine biri de Truva üzerine Son olarak da "Odiseus"u yorumladı. Hem çok eğlenceli, hem çok akılda kalıcı.