Birol Güven: "Sinema seyircisi yetiştirmemiz lazım"
Kültür ve Turizm Bakanlığı kurulduğundan bu yana ilk kez üç ayrı birimin genel müdürlük koltuğunda sanatçılar görev yapıyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, önce Tamer Karadağlı'yı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü yaptı, ardından Tan Sağtürk, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü oldu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu'ya bağlı Sinema Genel Müdürlüğü'ne de Birol Güven atandı.
Üç genel müdürden Karadağlı ve Sağtürk'le röportaj yapmıştım. Şimdiye kadar dizi setinde ya da Bağlarbaşı'ndaki Mint Yapım'da sohbet ettiğimiz Birol Güven'le bu röportajı Türkiye Kültür Yolu Festivali için gittiğimiz Diyarbakır'da yaptık.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıSenarist ve yapımcı olarak "Çocuklar Duymasın" gibi 17 yıl reyting rekorları kıran bir diziyle, "Mandıra Filozofu" gibi efsane bir film, birçok projeye, çok okunan kitaplara imza atan, 23 Şubat'ta Sinema Genel Müdürü olan Birol Güven'le keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
- Öğretmenlik, tur operatörlüğü derken senaristlik ve yapımcılıktan bürokratlığa. Birol Güven'in Darıca'da kurduğu gelecek hayallerinde bunlardan hangisi vardı
Hiçbirini hayal etmedim. Ben ne yaptıysam hayatın akışında yaptım. Hayal kurmayı gerçekçi bulmam. Cezaevinde olan bir insan özgür olduğunu hayal edebilir. Hayaller orada işe yarayabilir ama gerçek hayat farklıdır. Bence insanın hayalleri değil idealleri olmalı. Benim şu an ki idealim Türk sinemasını büyütmek.
- Sinema filmlerine imza atmış, ödül almış senarist ve yapımcı Birol Güven, şimdi üst düzey bürokrat olarak sinema sektörüne ne gibi dokunuşlar yaptı ya da yapacak
Çok projem var ama şu ana kadar hiçbirini gerçekleştiremedim, ancak şunu söyleyebilirim; bütün projelerim beyaz perdeyle ilgili. Ben sinemayla salon sinemacılığını aynı görüyorum.
Evde, metroda, trende, otobüste cep telefonundan izlenen şeye sinema demiyorum. Sinema büyük beyaz perdede, yüksek sesle, karanlıkta ve birlikte izlenen bir sanat eseridir. Benim tek hedefim salonları doldurmak. Salonları dolduramazsak sinema ölür, sinema ölürse onun yan etkisi olan TV dizileri ve dijital içerikler de ölür çünkü hem dizilerin hem de sosyal medyanın video üzerinden anlattığı hikâyelerin tamamı sinema tarafından icat edilmiş hikâye anlatma yöntemleriyle gerçekleştirilmektedir. Yeni hikâye anlatım teknikleri de yine sinema tarafından bulunacaktır çünkü sadece sinema yenilikçidir.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıEvde dijital cihazlardan film seyretmek eve yemek siparişi vermeye benzer. Karnınız doyar ama lezzeti düşüktür. İyi yemek için yemeğin ayağına gitmek gerekir. Bir filmin en iyi halini seyretmek için de konfor alanından çıkıp filmin ayağına yani salona gitmek gerekir.
"İzlemediğimiz filmleri dünyaya satamayız"
- Dünyanın pek çok ülkesine dizi ihraç eden Türkiye, iş sinemaya gelince niye Edirne'den öteye gidemiyor
Türkiye'nin dizi ihraç etmesinin nedeni Türk dizilerinin Türkiye'de başarılı olmasıydı. Tüm dünyanın gözü ülkemizde. Türk insanı ne izliyor diye bakıyorlar. Türk insanının çok sevdiği dizilerin satış şansı çok yüksek oluyor. Aynı şeyi ana akım filmlerimiz için söyleyemeyiz. Türkiye'de salonlar doldu taştı da yurt dışına mı satamadık Biz gidip filmleri izlemezsek ya da bizim izleyeceğimiz filmler yapılmazsa yurt dışına da satamayız. Önce yurt içi başarı sonra yurt dışı başarı.
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı- Türkiye adına yabancı dalda aday adayı olarak seçilen filmlerden Oscar'da finale kalan olmadı. Bu konuda neler söylemek istersiniz
Ben Oscar'ın o kadar önemli bir ödül olduğunu düşünmüyorum. Verirlerse, alırız, seviniriz kutlarız ama eğer alamazsak önümüze bakarız. Bir filmin Oscar alamaması onun kötü bir film olduğu anlamına gelmez. Oscar alamamak sinemamıza bir şey kaybettirmez. Sinema tarihi Oscar alamamış binlerce iyi filmle dolu.
"Çocuklarımın iyi insan olmaları başarıdan önemli"
- Oğlunuz Cem Güven, Amerika'da doktoranın ardından Colombia Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine başladı. Kızınız Öykü Güven de New York'ta, o ne okuyor
Ne oğlumdan ne de kızımdan hiçbir şey beklemiyorum. Birkaç yıl önce onlara şunu dedim; benim gurur duyacağım şeyler yapmak zorunda değilsiniz. Sizi sevmek için hiçbir koşulum yok. Başarısız da olsanız sevgim değişmez. Tabi gurur duyulacak şeyler yaparlarsa gurur duyarız, sorun değil. Yapıyorlar zaten ama gerçekten önemsemiyorum. Onlar da önemsemiyor. Biz ailecek çok eğleniyoruz bu hayatta. Modern ailedeki en büyük problem başarı faşizmidir. Ben çocuklarımı bu baskıdan hep korumaya çalıştım. Benim için iyi insan olmaları başarılı olmalarından önemlidir.
- Siz bürokrat olunca Mint'in yönetimi eşiniz Burcu Güven'e kaldı. Şirket epeydir dizi ve film yapmıyordu Burcu Hanım da yeni bir işe imza atmayarak sürdürüyor bu politikayı. Birol Güven, "Hadi ben yokken yapın bir iş göreyim sizi" demiyor mu
Birkaç proje üzerinde çalışıyorlar. İnşallah gerçekleşir ama dizi sektörü eskisi gibi değil. Bizim tarz işler yerel olduğu için yurt dışına satılamıyor ve kanallar da bu tarz işlere yatırım yapmak istemiyor. Eşimin yurt dışına satılabilecek dizileri yapma potansiyeli var, benim yok.
"Özel Kalem diye bir film yapacağım"
- "Tatil Diyalogları", "Yatak Odası Diyalogları", "Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Suşiye" ve "The School Of Mandıra Filozofu"ndan sonra neden yeni bir kitap gelmedi
Aslında kitap yazmak için dizilere biraz ara vermiştim, seyahat edip kitap yazacaktım, tam o günlerde Sayın Bakanımızdan Genel Müdürlük teklifi geldi. Şu an yazamayacak kadar yoğunum ama genel müdürlükten ayrıldıktan sonra bir film yapacağım, adı "Özel Kalem" olacak.