Aşkın Nur Yengi: ''Rekabet derdimiz yoktu''

90'lı yıllar ve pop müzik deyince akla gelen şarkıcı Aşkın Nur Yengi'yi Sezen Aksu'ya vokalistlik yaptığı dönemden tanırım Sezen Aksu ekolünün ilk öğrencisi "Sevgiliye" adlı albümüyle yaptığı çıkıştan bu yana yakından takip ettiğim bir şarkıcı. Çünkü şarkıcı, sadece başarılı bir yorumcu değil, işini iyi yapmaya çalışan ve müzik dünyasında kimseyle kavga etmeyen iyi bir insan Haluk Bilginer'le 16 yıl süren evliliğinden olan 17 yaşındaki kızı eğitimini İngiltere'de sürdürdüğü için sıkça Londra'ya gidip gelen şarkıcıyla 90'lı yıllardan günümüze ufuk turu yaptık. Aşkın Nur Yengi'yle kızı Nazlı, eski eşi Haluk Bilginer'le ilişkilerini ve son zamanlarda müzik adına yaptıklarını konuştuk.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


1990'da yayınlanan "Sevgiliye" adlı albümle büyük bir çıkış yapan ve popun patladığı 90'lı yılların ilk yıldızısınız. Aradan geçen 34 yılda birçok isim kayboldu. Siz ayakta kalmayı nasıl başardınız

Çok küçük yaşta bu mesleğe başlamanın hem avantajları hem dezavantajları vardı. Çünkü daha ailemden kopmadığım bir dönemde hem onlara karşı sorumluluğum, onların bana güvenmesi çok ince çizgilerdi. Annemin ve babamın bana verdiği güvenle ben de onlara layık bir kız çocuğu olarak bu sorumluluğu üstlendim. Ablamın Sezen Aksu'yla çalışıyor olması da benim için büyük avantajdı. Konserlere hep birlikte gidip geldik ablamla. Bu hikâyede bence en önemli özellik ve başarı sahicilik, samimiyet. Benim hiç negatif hırslarım olmadı, hep pozitif hırslarım oldu. Bu eksik bir yanım diyebilirim. Hırslarımın daha güçlü olmasını isterdim. Ama her zaman yaptığım işi çok iyi yapmaya hırslı bir kadın oldum. O yüzden bazen piyasada benimle ilgili "Bir şey beğenmiyor. O şarkıyı da beğenmedi, çok zor beğeniyor"gibi sözler konuşuluyormuş. Bu kişisel egom değil. Tamamen müzisyen olmamın ve yıllardır iyi şarkılar söylememin getirdiği bir denge. Çok ufak yaşta emin ellerde, emin insanların yanında başlayıp çeşitli başarılara imza atmam. Vokalistlik dönemimde uluslararası yarışmalar hayatımda devredeydi. Hepsinden ülkem adına birincilikler getirdim. Bunlar da çok önemli sorumluluklardı aslında. 18-19 yaşında böyle sorumlulukların altına girmek kolay değildi. Bugünden oraya bakınca aslında çok korkutucu bir şeymiş. Şimdi bakıyorum da ne güzel şeyler başarmışız.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

'90'lar patlamasının ilk dalgasında popüler isimler arasında nasıl bir rekabet vardı

Negatif hırsım yok ki rekabet duygusunu hissedeyim! Benim sadece kendimle rakip olmak gibi derdim var. En iyi şarkıyı, en doğru şekilde söyleyeyim. Arada Sezen Aksu var, Onno Tunç var, onlara karşı sorumluluklarımı doğru yerine getireyim. Müzikal olarak onların da elleri hep üzerimdeydi. Bana hep iyi şarkılarını vermeye gayret ettiler. Söylediğim şarkıların da karşılığını bulduğunu bildikleri için 90'lı yılların başında ilk albümle piyasaya solist olarak girmiş oldum. Ondan önce vokalist olarak da çok memnundum aslında hayatımdan. Bizim zamanımızda birbirine zarar veren rekabetler de yoktu. Yaptığımız işi doğru yapmaktı derdimiz. Hiçbir zaman onu yeneyim, şundan daha çok albüm satayım gibi bir hedefimiz yoktu.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bir de çok iyi tirajlar yakaladığımız için rekabet gibi bir derdimiz yoktu!

Şubat ayından bu yana Milliyet Pazar'da yayınlanan her röportajımı yüz yüze yaptım, her konukla yan yana fotoğraf çektirip, yayınladım. Aşkın Nur Yengi, kızının eğitimi için Londra'da, o yüzden röportajı whatsapp üzerinden yaptık. Sağ olsun oğlum Yağız, yeteneğini konuşturdu ve ayrı ayrı çektirdiğimiz pozları aynı karede buluşturdu ve ortaya bu fotoğraf çıktı.

"Kızımı özleyince koşa koşa yanına gidiyorum"

Kızınızın yanına gittiğinizde ne yapıyorsunuz İngiltere'de

Kızım müzik eğitimi için İngiltere'de Ona gittiğimde onu çok özlemiş oluyorum, burnumun direği sızlıyor. Dolaysıyla koşa koşa yanına gidiyorum. Çok kolay değil evlattan uzak kalmak. Yıllarca bir arada olduktan sonra böyle ayrılıklar insanı üzüyor, incitiyor, ama güçlü olmak ve onun iyiliği için katlanmak gerekiyor. Dolaysıyla bu yüzden gidip geliyor sıklıkla. Londra'da birlikte vakit geçirip, bol bol dertleşiyoruz. Okuduğu okulla, müzikle ve arkadaş çevresiyle ilgili sohbetler ediyoruz. Birlikte parklarda geziyoruz.

16 yıl evli kaldığınız kızınızın babası Haluk Bilginer'le ilişkiniz nasıl gidiyor Sizi yeniden bir araya getiren kızınız mı, birbirinize karşı duyduğunuz sevgi, saygı mı

Şöyle söyleyeyim, bir evlat sahibi insanların her zaman birbirine karşı sevgi ve saygısı her zaman devam etmek zorunda. Bir iki kişi olarak her şeyi bitirebiliriz, ama evlatlar araya girdiği zaman herkesin iyi anne ve baba olmak gibi bir mesuliyeti var. Dolaysıyla bu konuda ikimiz de gayretlerimizi olağanüstü şekilde gösteriyoruz.

Kulvarları farklı da olsa iki ünlü sanatçının birlikteliğinin zorlukları neler

Kulvarları farklı derken aslında ikimizin de yaptığı aynı, yani sanat. Mesleklerimiz sahnede icra ettiğimiz için herkes birbirini bir şekilde anlamaya çalışıyor. Bir zorluk olduğunu düşünmüyorum.

Evden çıkarken ya da yatmadan önce bir ritüeliniz var mı

Evet Dua etmeden asla sahneye çıkmam. Yaş aldıkça ütünün prizini fişten çekip çekmediğime gidip bakarım. Çaydanlığın fişi çekildi mi Böyle huylarım oldu artık, yapacak bir şey yok!

Özel bir beslenme ve spor programınız var mı

Aralıklı oruç gibi günde iki öğün yemek bana iyi geliyor. Sporda da pilatesi kendime yakın buluyorum, arada da yürüyüş yapıyorum.

''Sezen'deki Allah vergisi yetenekler bende yok!''

Sezen Aksu, müziğin dervişi gibi birçok şarkıcıya el verdi. Aşkın Nur Yengi, kendini Sezen gibi müziğin dervişi olarak görmediği için mi kimseye el vermedi ya da "Tutar mısınız" diye elini uzatan mı olmadı

Sezen Abla'nın böyle bir misyonu var ve bundan büyük keyif alıp besleniyor. Benim öyle söz, müzik ve beste kabiliyetim olmadığı için bu yönde özel bir girişimim olmadı. Bu Allah vergisi bir yetenek. Ben de şarkı söyleme yeteneğine sahibim. Onun dışında açıkçası kimse de bana "Benim elimden tutar mısınız" diye sormadı. Arz talep meselesi bu. Talep gelmediği için de öyle bir düşüncem olmadı. Sezen Aksu bu işi çok güzel yapıyor. Hâlâ yapmaya devam ettiği için ne mutlu bize

Sezen Aksu ile bağınız yıllar geçtikçe nasıl bir yol aldı

Kendisinin de söylediği gibi ben Sezen Aksu'nun ilk göz ağrısıyım. O da pamuk kalbiyle benim hayatımdaki en özel insan. Anne evlat ilişkisi yıllarca sürdü. Büyüdük ben de anne oldum. Dolayısıyla kalplerimizin en güzel yerlerinde birbirimize karşı sevgimiz, saygımız sonsuz. Onu her zaman beynimde, kalbimde, evimde, yüreğimde hep özel yerlerde tutuyorum.