85 yıllık bir restoran 7 Mehmet'in öyküsü

Antalya, gerek festivaller gerekse de yıllarca yönetiminde bulunduğum Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) nedeniyle sıkça gittiğim bir şehir.Mustafa Akaydın ile Menderes Türel arasındaki siyasi rekabet yüzünden tarihe karışan AKSAV, 7 Mehmet'e yürüme mesafesindeydi.Yemek için 7 Mehmet'e gittiğimizde rahmetli Hakkı Akdağ, şayet av yasağı yoksa bademli grida yapıp getirirdi.1937'de kurulan 7 Mehmet, artık üçüncü kuşağa emanet...Mehmet Akdağ'dan sonra oğlu Hakkı Akdağ ölünce torun Mehmet Akdağ geçti işin başına...Hakkı Bey öldükten sonra birkaç kez daha gittim 7 Mehmet'e. Mehmet Akdağ, babası Hakkı Akdağ gibi sızma zeytinyağı içinde bademli ve limonlu grida servis edemedi... Hep av yasağına denk geldiğim için torun Mehmet Akdağ'ın elinden grida yemek nasip olmadı, ama "7 Mehmet"in kuruluşundan bugüne hikayesini okuma şansım oldu.Alın yazısı gibiMehmet Akdağ anlattı, sevgili Sinan Hamamsarılar "7 Mehmet"in hikayelerini ve mutfağından çıkan lezzetlerin tariflerini yazdı.Alfa'dan çıkan kitap sayesinde restoranın adının niye 7 Mehmet olduğunu öğrendim.Babası İsmail Hakkı Çavuş'un vefatıyla 7 yaşında yetim kalan dede Mehmet Akdağ'ı annesi, zamanında Atatürk'ün aşçılarından olan Antalya'da lokantacılık yapan Hacı Hasan'ın yanına çırak verir.Mehmet'i bindiği eşek tepince, alnının biraz üzerinde V şeklinde bir yara olur.Hacı Hasan, yemeklerin birinde kıl görünce tüm personelin saçlarını kazıttırınca Mehmet Akdağ'ın alnında Osmanlıca yedi anlamına gelen iz ortaya çıkar.Hacı Hasan, "Alnındaki yara izinin ne anlama geldiğini biliyor musun Yedi rakamına benziyor, sen 7 Mehmet'mişsin" der. Mehmet Akdağ, artık 7 Mehmet'tir.Sezen Aksu pilavı!Mehmet Akdağ, 7 Mehmet Restoran'ın menüsündeki "Sezen Aksu Pilavı"nın öyküsünü kitapta şöyle anlattı:"Sezen Aksu, Altın Portakal Film Festivali zamanında Antalya'da olduğu bir gece, sahneden sonra gece yarısı ekibiyle soluğu 7 Mehmet'te almış. O zaman restoran babamın sorumluluğunda. Sezen Hanım garsona 7 Mehmet'in iç pilavını çok sevdiğini ve sipariş vermek istediğini söylemiş.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6783294;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6783294;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarali-eyuboglu85-yillik-bir-restoran-7-mehmetin-oykusu-6783294' });O saatte iç pilav olmadığından ve hazırlığı da iki saat süreceğinden babam Sezen Hanım'a bizim bulgurla hazırladığımız, iç pilav malzemelerini andıran malzemeler içeren pilavımızı hazırlamayı önermiş. Önce mezeler gitmiş masaya, ardından sıcaklar, bizim bol malzemeli bulgur pilavımız derken final kabak tatlısıyla olmuş!Kahveler