Terörsüz Türkiye ırkçılık Mehmet Akif'in sunduğu reçete
ALİ ERKAN KAVAKLI

Irkçılık uğursuz, insana zevk ve gurur veren bir hastalık. Kaynağı Batı'dır. İlacı İslam kardeşliğidir.

Emperyalist Batılılar, 1890'lı yıllarda Osmanlı Devleti'ni parçalamak için ırkçılık silahını kullandılar. Selanik'te Mason Locası kurdular, devleti parçalamak için faaliyetler yürüttüler "Hürriyet, İstiklal, Kardeşlik" sloganları ile propagandalar yaptılar. 3. Ordu subaylarını gizli olarak locaya kaydettiler, İslam Birliği siyaseti takip eden ve Filistin'de kurulacak Siyonist devlete karşı çıkan 2.Abdülhamit Han'ı darbeyle tahttan indirdiler.

Emperyalistler; Osmanlı vatandaşı Yunan, Bulgur, Sırp, Ermeni, Arap, Arnavutları Osmanlı'dan ayrılmaya, devlet kurmaya teşvik ettiler, onları ırkçılık duygusunu kullanarak kışkırttılar, Robert Koleji gibi okullarda eğittiler, silahlandırdılar, isyana teşvik ettiler.

Irkçılık ve bölünme tehlikesine karşı Osmanlı aydını devleti kurtarmak için üç gruba ayrıldı, reçeteler yazdılar

Birinci grup Batıcılar: Tevfik Fikret, Mithat Paşa, Ahmet Cevdet gibi Batı hayranları İslamiyeti terk edip Batılılaşmayı savundular.

İkinci grup ırkçı milliyetçiler: Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem. Türkleri birliğini savundular.

Üçüncü grup İslam kardeşliğini ve İslam birliğini savundu. Yavuz Sultan Selim'den itibaren Osmanlı devlet adamları İslam Birliği siyaseti takip eder. Sultan 2. Abdülhamit, Mehmet Akif Ersoy, Bediüzzaman Said Nursi, Ahmet Cevdet Paşa gibi çok sayıda siyasetçi, şair, âlim ve mütefekkir İslam kardeşliğinin Müslümanları birleştirdiğini ifade ederler.

İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy emperyalistlerin Osmanlı Devleti'ni bölüp parçalama politikalarına karşı İslam kardeşliği fikrini savunur.

Gerek Çanakkale gerekse İstiklal Harbi'nin zaferle sonuçlanmasında İslam kardeşliği ve Allah yolunda cihat inancı büyük rol oynar.

İstiklal Harbi kazanıldıktan sonra yönetime hâkim olan CHP, İslam birliği ve Türk birliğini savunanları tasfiye etti; siyasetlerine aykırı bulduğu fikir sahiplerini düşman gördü. Mehmet Akif'in gazetesi Sebilürreşad'ı kapattı, şairin peşine polis taktı, 'irtica kod- 906' dosya düzenledi, Mısır'a gitmeye mecbur etti.

Bediüzzaman Said Nursi bütün ömrünü, sürgünlerde, mahkemelerde, hapishanelerde geçirdi.

Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti, Eşref Edip Fergan, Kadir Mısıroğlu gibi İslam birliğini savunan yazar ve düşünürler "gerici, yobaz, irticacı" diye yaftalandı.

Irkçılık fikri; Osmanlı Devleti'ni parçalamaya yettiği gibi Türkiye'yi de tehdit ediyor. Kırk küsur senedir Kürtçülük ve PKK tehdidiyle savaşıyoruz. Terörle mücadele için 2 trilyon dolar para harcadık.

Mehmet Akif'in vefat edeli 89 sene geçti. Akif'in İslam Birliği davası ilk günkü gibi taze ve yeni.

Irkçılık hastalığından zihinleri kurtarmak lazım.

Peygamberimiz (sav), Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman şehirde Evs ve Hazrec isimli iki Arap kabile vardı. Birbirleri ile 120 yıl savaşmışlardı. Peygamberimiz (sav) şehre gelince Kur'an âyetleri okudu: