Kıymetli Milli Eğitim Bakanım fen kitaplarındaki ateist dünya görüşü dayatmasına son verin

Kıymetli Milli Eğitim Bakanım fen kitaplarındaki ateist dünya görüşü dayatmasına son verin

Ali Erkan Kavaklı

Kıymetli Bakanım Yusuf Tekin Bey,

Türkiye Yüz Yılı Maarif Modeli'ndeki değerler eğitimi vurgusuna, köklerden geleceğe parolasına, eğitimin yerli ve milliliği tezine rağmen, size rağmen, fen kitaplarında ateist, materyalist, pozitivist dayatma devam ediyor.

Hayat bilgisi, fen bilimleri, fizik, kimya, biyoloji, matematik, coğrafya, astronomi kitapları kâinatın ve varlıkların sanatkârı yokmuş gibi anlatıyor.

Fulbright Vakfı, Rockefeller Vakfı, Carnegie Vakfı burslarıyla okumuş ve devşirilmiş uzmanlar; Müslüman milletimizin çocuklarına ateist dünya görüşü dayatıyorlar.

Sanki İstiklal Marşı'nın şairi yok, Süleymaniye mimarsız, Mona Lisa portresi ressamsız.

20-21 Kasım tarihlerinde Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, 9. Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi'ne ev sahipliği yaptı; 150 seçkin ilim adamı, ilimleri, yaratıcısını anarak anlattılar; eğitim ve bilim dünyasına çağrıda bulundular:

"Sanat eseri sanatkârsız olmaz. Kâinat harika ve kusursuz bir sanat eseridir, MUHTEŞEM BİR SANATKÂR TARAFINDAN inşa edilmiştir. Bilimler kâinatı ve evrendeki mükemmel düzeni sanatkârıyla birlikte anlatmalıdır. Bilimsellik adı altındaki ateist, materyalist, pozitivist dayatmaya son verilmelidir."

Açılış konuşmasında Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu şu gerçeğe dikkat çekti:

"Bir köy muhtarsız, bir harf kâtipsiz, bir bina mimarsız olamaz. Kâinat sarayının sahibi, yaratıcısı, banisi var; ilimler bunu anlatmalıdır. Kâinatta zerrelerden galaksilere kadar kusursuz bir düzen var. Allah Kur'an-ı Kerim'de, gökleri ve yeri hikmetle yarattığını ifade eder. Bilim, kâinatın ve varlıkların tesadüfen olmadığını, tasarlandığını ortaya koyuyor. Yaratılış mucizesini idrak eden ümmet, Kur'an değerlerine sahip çıkarak ittifak edecek ve yeniden tarih yazacaktır."

Prof. Kazım Uysal, tebliğinde evrim fikrinin iflas ettiğini ortaya koydu:

"Yapılan araştırmalarda 160 milyon yıl öncesine kurbağa fosili bulundu, kurbağanın mutasyona uğramadığı, bugünkü kurbağaların şekline aynen benzediği tespit edildi. Daha önceki yıllara ait kurbağa fosiline rastlanmadı. Kurbağa türünün evrim geçirmediği, 160 milyon önceki kurbağalarla bugünkülerin aynı olduğu tespit edildi. Evrim görüşü çürüdü."

Prof. Fevzi Özgökçe, yapraklardaki fotosentez yapma sanatını ve bitkilerin besin üretme hünerini anlattı:

"Yapraklar harika birer fabrikadır. Topraktan çeşitli mineralleri alır, besinlere dönüştürürler. Havadaki CO2 alıp oksijen üretirler. Bitkiler, besin üretecek bilgi ve bilince sahip değil, fabrika yapacak bilgi ve beceriden de mahrumdur. Toprak minerallerini besinlere dönüştürme hünerine sahip olan sanatkâr, bitkileri bu harika işi yapmaları için programlamıştır. Yaratıcıyı inkâr etmek; akılsız, bilgisiz, bilinçsiz bitkileri hüner sahibi kabul etmektir, bu da mantıksızdır."

Prof. Sefa Saygılı ile birlikte "