Kemalist-laik ahlak ve vicdanların çürümesi

Kemalist-laik ahlak ve vicdanların çürümesi

Ali Erkan Kavaklı

Ekrem İmamoğlu suç örgütü iddianamesi açıklandı. Eski belediye başkanı herhangi biri değil, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı. Atatürkçü, laik, sosyal demokrat. İstanbul belediye başkanlığı yarışına Eyüpsultan'da Yasin okuyarak başladı.

İddianamede yazılan suçlar tam bir kalpazana yakışır:

"Rüşvet almak, rüşvet vermek, irtikap, ihaleye fesat karıştırmak, dolandırıcılık, kamu malına zarar verme, kişisel verileri ele geçirme ve yayma, kişisel verileri İsviçre merkezli bir şirkete satma, İngiliz İstihbaratı MI6 ve CIA ile işbirliği, metro için yurt dışından alınan kredilerin 13.8 milyarını kendi firmasına aktarma…"

Herkes; ahlak nerede, dürüstlük nerede kaldı diye sormalı.

Sorular devam etmeli:

Atatürk'ün kurduğu partinin delegeleri nasıl oluyor da parayla satın alınabiliyor

Delegelere rüşvet verilerek alınan oylarla parti nasıl ele geçiriliyor

CHP'nin ortak olduğu İş Bankası, İstiklal Harbi sırasında Pakistan ve Hindistan'dan Müslümanların hilafeti kurtarmak için yaptığı yardımlarla kurulmadı mı

CHP baştan beri haram yiyenler partisi mi

Siyasetçiye de ahlak lazım, partililere de…

CHP'nin genel başkanı, rüşvetle satın alınmış delegelerin oylarıyla o makamı ele geçirdi. Meydanlarda fütursuzca yolsuzluk yapan, rüşvet alıp veren, dolandırıcılık yaptığı iddia edilen İmamoğlu'nu savunuyor.

İmamoğlu'nu şikâyet edenlerin önemli bir bölümü CHP'li.

İtirafçıların sayısı 100'ü geçti, onlar da CHP'li ve İmamoğlu ile iş tutmuş kimseler.

Hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlıkla suçlanan birini, miting yaparak meydanlarda savunanlar ya vicdanlarını sattılar ya da oturdukları koltuğu ona borçlu oldukları için işi siyasi zemine çekmeye çalışıyorlar.

Toplumda suç patlaması var. Vicdanı öldürürseniz ahlaksızlık kanalizasyonuna düşersiniz. İlk düğmeyi yanlış iliklerseniz öteki düğmelerin doğru iliklenme şansı yoktur.

Başta ana muhalefet partisi ve bütün toplumun dürüstlüğe, doğruluğa, adalete ihtiyacı var.

Yalanla ve sahtekârlıkla en iyi mücadeleyi vermiş bir eğitimcimiz var:

"Hz. Muhammed Aleyhisselam."

"Aldatan bizden değildir." buyurur.

"Müslüman yalan söylemez." buyurur Hz. Muhammed (sav)

"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" emrini verir Kur'an'da Rabbimiz.

Peygamberimiz (sav); her türlü kötülüğün yaygın olduğu bir toplumda kısa süre öğretmenlik yapmış. Puta tapan insanları Allah'a inandırmış ve putları kırdırmış.

Yalan söyleyen insanlar doğruluk âbidesi kesilmişler.

Hırsızlık, faiz, rüşvet, yalan, aldatma, adam kayırma, içki, zina gibi kötü alışkanlıkları yasaklamış.

Önce vicdanlarda yasaklamış.

Vicdanlara; doğruluk, yardımlaşma, dayanışma, dürüstlük, helal kazanma duygusu, haramdan kaçma korkusunu yerleştirmiş.

İnsanlar kendi aleyhlerine de olsa doğru söylemeye başlamışlar; haramdan kaçmış, helale koşmuşlar.