Harry'nin serüveni: İnsanlığı iyilik kurtarır

Harry'nin serüveni: İnsanlığı iyilik kurtarır

Ali Erkan Kavaklı

İyilik insanın gönlünü fetheder. İslam, iyiliği emreder. Size iyiliğin gücünü anlatan bir hidayet hikâyesi anlatacağım.

Harry Behr ile Münih'teki Freiman Camii'nde tanıştım. Neden Müslüman olduğunu anlatmasını istedim. Anlatmaya başladı:

"Münih Teknik Üniversitesinde okuyordum, her şey normal seyrinde akıp giderken öğrenci olarak Endonezya'ya gitmeye karar verdim. Orada bir yıl kaldım, okuldayken Müslüman bir arkadaşım vardı. Hayatın her safhasını beraber yaşıyorduk. Hemen hemen her şeyimiz beraberdi, çok samimi idik. Yalnız ibadet edeceği zaman benden ayrılıyordu. O namaz kılmaya gittiği zaman ben yalnız kalıyordum.

Babası iyi bir insandı, çok iyi anlaşıyorduk. Endonezya'da yalnızdım. Onlar bana yalnızlığımı hissettirmiyorlardı. Bir gün dinler üzerine sohbet ediyorduk. Ben inançsızdım. Hiçbir şeye inanmıyordum fakat arkadaşımın anlattıkları bana tesir ediyordu. Özellikle Kur'an'dan aktardığı cümleler ve örnekler oldukça ilgi çekici idi. Hiç duymadığım, düşünmediğim şeyler anlatıyordu. Benim dinsizliğim daha çok bilgisizliğimden ya da Hıristiyanlıkta gördüğüm çelişkilerden kaynaklanıyordu, hâlbuki Kur'an bambaşka örneklerle dolu görünüyordu. Sohbet sonunda kendisinden Arapça veya İngilizce Kur'an istedim. Ödünç ver, dedim.

Aldığım cevap oldukça şaşırtıcı idi. O güne kadar her şeyimizi paylaştığımız arkadaşım bana, olmaz, dedi ve kitabı paylaşmaya yanaşmadı. Sebebi anlaşılmayacak kadar tuhaftı:

"Senin temizlenmen lazım. Kur'an'da, ancak temiz olanlar ona el sürebilir, buyrulur. Abdest almadan sana Kur'an veremem."

Temizlenmek neydi Ben neden kirli idim Nasıl temizlenecektim Arkadaşım bütün bunları şimdiye kadar bana neden anlatmamıştı Sonra Kur'an'ın özelliği neydi de herkese verilmiyordu Neden onu okumak için temiz olmak şarttı

-Onu okumak için abdest almalısın, dedi.

Bu ilginç ve şaşırtıcı cevaptan sonra nasıl abdest alınacağımı, nasıl temizleneceğimi sordum.

Tarifi ile abdest aldım, Kur'an'ı da yanıma alarak eve döndüm.

Evden çıkarken Ahmet beni uyardı:

- Şayet tuvalete filân gidecek olursan, abdestin bozulur. Tekrar Kur'an'ı eline alma.

"KUR'AN'I OKUDUKÇA

FİKRİM ALTÜST OLDU"

Eve geldim. Okumaya başladım. Sabaha kadar nerede ise Kur'an'ı bitiriyordum. Bir yandan da tuvalet ihtiyacı beni sıkıştırdı fakat abdest bozulmasın diye tuvalete gitmiyordum. Böyle sıkışık bir vaziyette sabaha kadar okumaya devam ettim. Bu olay beni fikren altüst etti. Ruhumu ise baştan başa yeniledi.

Şöyle ki: Hani insan aynaya baktığı zaman aksini görür ya ben de Kur'an okudukça kimliğimi onda gördüm. Kur'an, bana hakiki benliğimi gösterdi. Ruhumu keşfettim. Kesin bir hükme vardım:

"Bu kitap, Allah kelâmı."

Kelime-i şahadet getirip Müslüman oldum. İki-üç hafta içinde nasıl ibadet edeceğimi öğrendim. Hemen tatbik etmeye başladım. Bu olaydan abdestin ehemmiyetini, Müslüman olacak kişilerin bunu kabullenmesi gerektiğini, Müslüman olmaya niyet eden veya onu öğrenmek isteyen kişilere Kur'an'ın ne büyük tesiri olduğunu öğrendim.