İsrail ve ABD'nin mafyatik İran saldırısı

13 Haziran 2025 gecesi İsrail'in ABD desteği ile gerçekleştirdiği İran'a yönelik Nükleer Enerji tesislerini, Kritik Altyapıları, ülke üst düzey liderlerini hedef alan saldırısı, Dünyanın dikkatini yeniden bu iki ülke üzerine çevirmesine neden oldu. İsrail, bu türden bir saldırıyı 1982 yılında Saddam Hüseyin döneminde Irak'ın Osirak Nükleer santralını imha ederek yapmıştı. Son saldırıda, ilk dikkati çeken durum; İran'ın, İsrail'in göstere göstere "yapacağım" dediği bu saldırıya, şimdiye kadar yaşadığı onlarca başarısız tecrübeye rağmen, niçin aktif bir şekilde karşı koyamadığı sorusu cevap arıyor.

ABD, İran'ı aylardır yaptıkları Nükleer Çalışmaları sınırlama anlaşması görüşmelerinde, istediği derecede ikna edemediği için, Haydut Devlet İsrail'i kullanarak, mafyatik bir yöntemle İran'ı vurdurmuştur. Olan masum İran halkına olmaktadır. Aşağıda da ifade etiğim üzere, başta ABD ve İsrail, Fransa, İngiltere; İran Şahı Rıza Pehlevi döneminde İran'la can ciğer kuzu sarmasıdır. Çünkü, Şah döneminde İran'ın zenginliklerini aralarında paylaşıyorlardı. Humeyni'nin 1979'daki (sözde İslam) Devrimi ile, bu menfaatleri zedelenmiş ve hatta bitmiştir. Çünkü, batının, Şiiliği her zaman (el altından) desteklemesinin asıl nedeni, Müslümanların birlik oluşturmasını önlemenin alternatif bir stratejik yolu olarak görülmesidir. Nitekim, (Batı İstihbarat Örgütlerinin marifetiyle) İran Şiiliği ile Sünni Müslümanlık yaklaşık 50 yıldır örtülü olarak kavgalıdır.

İsrail, (ABD tarafından açıkça itiraf edilmese de), 1500 km'lik (toplamda gidiş- dönüş 3.000 km ) kadar olan mesafenin katedilerek İran içlerine kadar ulaşılması ve geri dönülmesi, havada Amerikan tanker uçakları ile yakıt ikmali yapılmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, aslında ABD arka plandaki büyük bir mafya lideri gibi, İsrail' i İran'a karşı vurucu bir aparat gibi kullanarak, bu saldırının gerçekleşmesini sağlamıştır.

13 Haziran 2025 tarihli İsrail saldırısında ilk göze çarpan İran zafiyetleri:

200'den fazla İsrail Savaş Uçağının İran'ın en hassas Şehirlerini ve Noktalarını hiçbir hava savunma silahı ile karşılaşmadan bombalaması,

İsrail İstihbarat servisleri Mossad ve Unit 8200'ün çok iyi çalışarak, tespit ettiği hedeflere karşı, İran içinde teşkilatlandırdığı casuslarının da aracığıyla, SIGINT HUMINT karma İstihbaratını azami seviyede kullanmasına hiçbir şekilde tedbir almaması,

Aşağıda da özetlediğim gibi, İran'ın geçmişte yaşadıklarından hiç ders almadığı,

İran'ın Nükleer bilim adamlarını ve devletin en üst bürokratlarının kişisel olarak koruyacak tedbirler almayışı, bunları hiç değilse saldırı ihtimalinin güçlendiği birkaç gün önceden örtülü ve gizli sığınaklara nakletmemesi,

Her iki ülke arasında dostluk düşmanlık perspektifinden geçmişe kısaca şöyle bir bakalım:

19481979: Dostane İlişkiler Dönemi

İran (Şah döneminde), 1948'de İsrail'in kuruluşunu tanıyan ilk Müslüman ülkelerden biri oldu. İsrail ve İran, Arap ülkelerine karşı gizli askeri iş birliği, ticaret ve istihbarat paylaşımı yürüttü. Mossad ve Savak (İran istihbaratı) ortak operasyonlar düzenledi.

1979: İran İslam Devrimi Kırılma Noktası

Ayetullah Humeyni rejimi, İsrail'i "şeytan rejimi" ilan etti. İran'ın İsrail'e karşı stratejisi, doğrudan saldırı yerine vekil güçler aracılığıyla mücadele etmek oldu.

Hizbullah Dolaylı Savaşlar

1982: İsrail'in Lübnan'a girişi ' Hizbullah'ın doğuşu

İsrail, 1948 1967 1973 Arap İsrail Savaşları öncesi ve sonrasında saldırdığı ve yüzbinlerce Filistinli'yi yurtlarından kopararak göç etmek zorunda bıraktığı yetmezmiş gibi, Arial Şaron isimli katil liderliğinde, Lübnan'daki mülteci kamplarına sığınan mazlum insanları çocuk kadın- yaşlı demeden yok etmek için Lübnan'a girdi. Filistinli mülteciler üzerinde geniş çaplı katliamlar gerçekleştirdi. İran, 1975'li yıllarda Lübnan'daki Şii Grupları organize ederek, vekil güç olarak Hizbullah'ı kurdu ve destekledi. Bu tarihten itibaren Hizbullah, İran'ın İsrail'e karşı "ön cephe gücü" hâline geldi.

1990'lar: Mossad vs. İran İstihbarat Örgütleri Aracındaki Çatışmalar

Avrupa'da ve Orta Doğu'da İranlı diplomatlar ve İsrail ajanları arasında istihbarat savaşları başladı. İsrail büyükelçiliklerine (Arjantin, 1992; Buenos Aires AMIA saldırısı, 1994) düzenlenen saldırılar İran'a atfedildi.

(20052015) Nükleer Gölge Savaşı

İran'ın nükleer programı hızlanınca

İsrail, İran'ın nükleer silah geliştirdiğini iddia etti. Mossad, İran'daki nükleer bilim insanlarına yönelik suikastlar düzenledi:

Aralarında Muhsin Fahrizade de vardı (2020'de öldürüldü).

Stuxnet Siber Saldırısı (2010)

İsrail ve ABD tarafından İran'ın (son saldırıya da maruz kalmış olan) Natanz nükleer tesislerine karşı geliştirilen siber saldırı virüsü sızdırıldı. Bu virüsle, tesislerdeki santrifüjlerin 30'u fiziksel olarak zarar gördü.

Suriye İç Savaşı ve Yeni Cephe (20112020)

İran, Suriye'de üslenirken

İran, Suriye iç savaşında Şiiliğe yakın Nusayri Lideri Esed rejimini destekledi.1 İsrail, İran'ın Suriye'deki askeri varlığına karşı yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Bu saldırılarda, İranlı General Kasım Süleymani 'nin komuta ettiği Kudüs Gücü hedef alındı. Kasım Süleymani, 3 Ocak 2020'de ABD Başkanı Trump'ın emriyle, Bağdat'ta, ABD (SİHA) saldırısında öldürüldü.

Açık Çatışmalar Hibrit Savaş (20212024)

Deniz Savaşları:

2021'den itibaren İsrail ve İran, birbirlerinin sivil ve askeri gemilerini hedef aldı. Bu, "gizli deniz savaşı" olarak anılmaya başladı.

Siber Çatışmalar:

İranlı hacker grupları, İsrail altyapısına; İsrail ise İran bankacılık ve ulaşım sistemlerine saldırılar düzenledi. Örneğin; 2021'de İran'ın tren sistemi hacklendi, dijital panolara "Kudüs'e bilet" mesajı yazıldı.