23 Aralık akşamı Ankara'nın Haymana kırsalına düşen Libya askerî jetinin ardından mesele yalnızca bir "uçuş kazası" olarak ele alınırsa, Doğu Akdeniz'de yaşanan büyük bilek güreşi gözden kaçırılır. Çünkü Doğu Akdeniz artık enerji sahası değil, egemenlik mücadelesinin merkez üssüdür.
Türkiye'nin Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanları Anlaşması, harita üzerinde birkaç çizgiden ibaret değildir. Bu anlaşma;
Sevr'in denizdeki uzantılarını çöpe atan, Türkiye'yi Antalya Körfezi'ne hapsetme planını bozan, Akdeniz'de "oldu-bitti" hesaplarını çökerten stratejik bir kırılmadır.Ve bu kırılmadan rahatsız olanlar vardır.
Açık Saldırı Değil, Görünmez Baskı
Bugünün dünyasında büyük aktörler, mesajlarını artık top ve tankla değil; Kontrollü Belirsizlik Yöntemleriyle verir.
Elektronik harp, Siber müdahale, Psikolojik eşik aşındırma, Uçak düşer, ama kimse üstlenmez. Sistem arızalanır, ama sebep belirsiz kalır. Mesaj verilir, fakat savaş ilan edilmez. İşte buna örtülü güç mücadelesi denir.Türkiye–Libya Hattı Neden Hedefte
Çünkü bu hat:
İsrail–Yunanistan–GKRY eksenini bozan, ABD'nin enerji merkezli planlarını zorlayan, Rusya'nın Libya'daki nüfuz alanını dengeleyen bir jeopolitik kilittir. Türkiye sahaya indiği anda dengeler bozuldu. Ve dengeler bozulduğunda, masa altı tekmeler başlar."Sabotaj Var" Demek Değil, "Sabotajı Okumak"
Bu noktada aklı-selim şunu gerektirir:
Ne komplo bağımlılığı ne de saf iyimserlik. Bir askerî jetin elektromanyetik ya da elektronik harp etkisiyle düşürülmesi teknik olarak mümkündür, Ancak:
Çok yüksek risklidir, Açığa çıkması hâlinde uluslararası kriz doğurur, Türkiye gibi sensör yoğunluğu yüksek bir ülkede örtülmesi zordur.
16