Nevruz'un kökeni ve mirası

Tabiata dayalı takvimler, hiç kimseyi kategorize etmediğinden, farklı inançtaki insanları bir araya kolaylıkla getirebilecek güçtedir; renkleri vardır. Dünya kültür mirasının renkleri barınır tabiatın yeşerdiği Nevruz'daDinî ve millî inanışlardan doğan bayramları tarih, inanç ve tabiat kaynaklı olarak üçe ayırabiliriz. Tabiata ilişkin bayramlar arasında gerek ülkemizde gerekse başta İran ve Azerbaycan olmak üzere yakın coğrafyada en fazla önemini, değerini muhafaza eden şüphesiz Nevruz'dur.Sümerler, tarih sahnesine, tarıma ve hayvancılığa dayalı ekonomileriyle yarattıkları medeniyet sayesinde çıkar. Ekonomileri gereği tabiattaki değişiklikleri çözümlemek ve tabiata-gökyüzüne yönelik bilimsel sorularına, korku ve endişe içeren inanışlarından ötürü bilim dışı karşılıklar verdikleri için, bazı tarihlere anlamlar yüklerler. Şöyle ki; Tanrı Tammuz, her yıl tabiat ananın bereketini, cömertliğini bir süreliğine sonlandırdığı sonbaharda yer altına çekilir ve bütün bir kış, tabiat ana İnanna'nın çağrısını bekler. Sümerler, mart ayında tabiatın yeşermesini, tanrıça İnanna ile ilkbahar tanrısı Tammuz'un buluşması olarak anlamlandırır. Toprak ana İnanna ile ilkbahar tanrısının buluşması, bir anlamda her yıl yenilenen bir nikâh törenidir. Sümer kralları ve başrahibeleri, İnanna ile Tammuz'a öykünerek kutsal evlilik törenleri gerçekleştirirlerdi. M.Ö. 1650-1200 yıllarında Anadolu'da hüküm süren Hititlerin, Purilli adı verilen ilkbahar bayramı 9 gün sürerdi. Bayram boyunca kral, başkent Hattuşa'dan başlayarak dinsel merkez olan şehirleri dolaşırdı. Bir Hitit kralı, savaşta dahi olsa mutlaka dinî bayramlara katılmak zorundaydı. Purilli bayramı, Kır tanrısı Telipuni adına düzenlenirdi. Gerek Sümer gerekse de Hititlerde kutlanan bu bayramlar, günümüzde 21 Mart'a endekslediğimiz Nevruz'un tarihsel kökenleridir.Dünya mirası listesindeUNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan Nevruz, İran ve Türk dünyasında millî ve dinî bayramlar kadar önem arz eder. İran'da resmî bayram olmasının yanı sıra Nevruz'a hazırlık süreci dahi bayram havasında ritüellerle süslüdür. Yılın son salı günü ateş yakılır. Eski İran dini Zerdüştlükte Ehrimen denilen şeytanın yarattığı hastalıklar, bu ateşle temizlenir. Yaradılışın kadim sembolü yumurtalar boyanır. Paskalyada diriliş sayılan yumurta, İran kültüründe Nevruz ile tabiattaki canlanmayı karşılar. Türk kültüründe ise Nevruz'a, Ergenekon bayramı denilir. Sözlü geleneğimizin kaynaklarına göre Türkler, Ergenekon'da 400 yıl esarette kalır. Akabinde demirden dağ eritilir ve Ergenekon'dan çıkış başlar. Bu çıkış günü 14 Mart olarak belirtilir. Türkler, bu tarihi yeni yılın başlangıcı olarak kabul eder. Bu çıkış süreci, bir haftada tamamlanır ki 14 Mart sonrası 7'nci gün 21 Mart'a denk gelir.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6721640;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6721640;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarali-canip-olgunlunevruzun-kokeni-ve-mirasi-6721640' });Sofrada yedi yiyecek olurFarsça "yeni gün" anlamına gelen Nevruz, Orta Asya'dan başlayarak Balkanlar'a kadar uzanan Türk kültür coğrafyasında türlü şekillerde kutlanır, kutsanır. Özellikle Doğu Anadolu bölgemizde ateş kültü devam ettirilir. Gerek İran gerekse de Kars yöresinde, Nevruz kutlamalarında yemek masasında "s" ile başlayan yiyeceklerin bulundurulması zorunluluğu, benzerlik göstermesi açısından önemlidir. Neden "S" Çünkü "sebz", Farsça yeşil anlamına gelir. Tabiat ata yeşillenmeye