Nazar hep vardı

İzmir'deki kazılarda ortaya çıkarılan gözlerle süslenmiş 5 bin yıllık tarihi eserlerden mavi boncuklu kolyelere; inanışların, geleneklerin penceresinden nazar bize neler anlatıyor Gönül gözüyle bakanlar, birbirlerine "nazarım" diye hitap eder; böylece güzel bakabilenin gözlerinden diğerine nazar değmez. İnsanda güzel yüzdür, yüzde güzel gözdür. Lakin baştaki gözler karşıdakine kör edilmediği sürece nazar denen bakış, insanın kanını emer, güçten düşürür.Anadolu'nun tarih öncesi kültürel katmanlarından Kalkolitik dönemde birçok yerleşke, askerî bakımdan korunmak için surlarla çevrilmişti. İlahi güçler de onları saldırganlardan korumalıydı. Surlara ve evlerinin duvarlarına fetiş diyebileceğimiz korunma objelerini, eşyayı ya sabit ya da asarak kullanırlardı.İzmir civarındaki kazılarda ortaya çıkarılan, nazara karşı toplumsal ve bireysel korunma aracı olan bu fetişler; çeşitli figüratif şekil ve objeler nazar boncuğunun ilk örneklerinden. Menemen Höyücek, Urla Liman Tepe ve Menderes Bakla Tepe'de yapılan kazılarda duvara asılı, kabartma tarzında elleri gökyüzüne doğru açılmış, dua eder formda figürlerin yanı sıra nazara karşı korunma maksatlı taşınabilir kolye tarzı objelere rastlandı. 5 bin yıllık tarihi eserlerin, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmesine de başlandı.Mozaiklerde kem göz"Kem gözlere şiş" nazara karşı kullanılan bir deyim olmasının yanı sıra Antik Çağ Anadolu'sunun Antakya şehri mozaiklerinde bu inanç bir motiftir. Bereket tanrısı Bes'in (Priapos), kolyelerin ucunu süsleyen heykelcikleri, yabancıların dikkatlerini çekmesi istenircesine elbisenin dışına çıkarılırdı. Form dışı üreme bölgesinin kolyedeki asılı halini görenlerin gözleri fal taşı gibi açılırdı ve gözlerdeki kötü enerji pasifize edilirdi. Orta Asya'dan Anadolu'ya Şamanlık âdetini taşıyan Türklerde de nazarın inandırıcılık özelliği vardır. Bu inanç, çeşitli ritüeller ve şekillerde korunmaktadır. Türkler, bebek ve çocuklarını, kendi nazarlarının dahi değeceğine inandıkları için "çirkince" diye severdi. Bu durum yer adlarında da görülür; günümüzde "Şirince" diye bilinen beldenin ilk ismi "Çirkince"ydi. Yörük Türklerinde ve Süryani dostlarda nazar, boncuk şeklinde karşılık bulur.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6708409;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6708409;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarali-canip-olgunlunazar-hep-vardi-6708409' });Kahverengi mi mavi miKuzey Avrupa ülkelerinde de nazar boncukları görülür, ama kahverengidir. Doğu halklarının nazar boncukları mavi, Batı Avrupa toplumlarınınki ise kahverengidir. Çünkü genellikle Asyalılar kahverengi, Avrupalılar mavi gözlüdür. Mücadele içindeki bu halklar, karşı tarafın göz rengine göre nazar boncuklarını dizayn etmiştir. Orta Asya Türklerinde tek göz (tepegöz) şeklinde olup rengi mavidir. Süryanilerde ise iki göz olarak tasarlanır ve rengi yine mavidir.Nazarın bir adım ötesiNazarın bir adım ötesi büyüdür ve İslam öncesi Türk kültüründe insanlar, yabancı birine gerçek isimlerini söylemezlerdi. Lakaplarını söyleyerek tanışırlardı. Böylece o kişinin olası nazar ve büyüsünden kimliğini sakladığı için etkilenmezdi. Hatta mezar taşlarına dahi kişilerin isimleri, ruhuna art niyetli biri zarar vermesin diye yazılmazdı. Bu geleneğin izleri eski mezar taşlarında görülebilir.Tasavvuf anlayışına göre, insan sırlı olmalıdır. Sır sırrı bilenler içindir, bilmeyenlere göre ise edep sırlanmaktır. Neyin varsa yok say; sahip olduğun maddi imkânı ve manevi değerleri kendinden değil, Yaradan'dan bilirsen sana hiç kimsenin nazarı değemez. Çünkü sen, bu benim değil O'nun demektesin. Neyim varsa O'ndandır. Bir şeyi sahiplenmediğin yani bağımlısı olmadığın sürece o şeye kimsenin zararı dokunamaz. Her kim bağlarını keserse o kişi özgürleşir ve böylece kem göz olarak ifade edilen nazardan uzak olur. Lakin ben yerine "fakir", sen yerine de "nazarım" demeyi içselleştirmişsen nazarın olan kişiden; yani sen dediğin kişiden sana kötü bir bakış anlamında nazar ulaşamaz.NAZAR'ı, harflerin ilmi dilinde ele alırsak Z harfini yan yatırın N diye okursunuz. NAZ bir an NAN (ekmek) oluverir. NAN ekmek bedendir, AR ise edeptir. Ekmeğe, bedene edepli olana nazar değmez. Bedene bağlanmakla birlikte "can"dan haberdar olanlar ise ne de güzel herkese gönül