Güneş ile Ay ve bir Sultan

Osmanlı'da en kudretli üç kadından biri Mihrimah Sultan'ın doğumunun 500. yılı. Doğduğu günden ötürü Ekinoks bebeği olan sultana, Güneş ve Ay isimleri birleştirilerek "Mihr ü Mah" adı verilirMihrimah Sultan; tüm dünyanın "Kanuni" diye tanıdığı Sultan I. Süleyman'ın kızı, Sadrazam Rüstem Paşa'nın karısı (Osmanlı hanedan hiyerarşisine göre, elbette Rüstem Paşa, Mihrimah Sultan'ın kocası), Yavuz Sultan Selim'in torunu, Hürrem Sultan'ın en az kendisi kadar kudretli kızı, Sultan II. Selim'in ablasıdır. Mihrimah Sultan'ı tüm bu tanımlamalar arasında en ön plana çıkaran, bana göre Yavuz Sultan Selim'in torunu olmasıdır. Kudretli kişiliği, devlet işlerine yerinde ve olumlu katkısı, cesareti ve kardeşi II. Selim Han'a padişahlığı boyunca yaptığı danışmanlıkla âdeta bir valide sultan görevi görmesi, onu Osmanlı prensesleri arasında ayrıcalıklı bir konuma yükseltir.1522 yılının 21 Mart günü, günümüzde Topkapı Sarayı dediğimiz İstanbul Yeni Sarayı'nda dünyaya gelir. Doğduğu günden ötürü Ekinoks bebeği olan sultana, Güneş ve Ay isimleri birleştirilerek "Mihr ü Mah" adı verilir. Tıpkı dedesi ve babası gibi kudretiyle gündüz vakti güneş, gece vakti ay gibi parlak ve kudretli bir yaşam sürer. Osmanlı İmparatorluğu'nun en görkemli döneminin iki padişahından birinin torunu, diğerinin kızı olan Mihrimah Sultan'ın eşi ise makamını karısına borçlu olan, tarihte siyasi olarak iz bırakamamış bir kişiliktir. Sadece inşa ettirdiği ve çinileriyle ünlü Rüstem Paşa Camisi, onu günümüzde hatırlatan bir eserdir.Üsküdar ve Edirne külliyeleriMihrimah, son derece varlıklı bir hanım sultandı. Annesi ve babası gibi bir Osmanlı yapılar topluluğu olan külliyeler inşa ettirdi. İlkin akla Üsküdar ve Edirnekapı külliyeleri gelir ki, bu eserleri meşhur kılan Mihrimah Sultan'ın inşa ettirmesinin yanı sıra elbette daha güçlü bir sebep, bu eserlerde Mimar Sinan imzasının bulunmasıdır. Asya yakası, Avrupa'ya göre Güneş'e daha yakındır ve Asya'ya göre ise Avrupa'yı gecelerin karanlığından ilkin Ay aydınlatır. Mimar Sinan, hem Asya hem de Avrupa yakasına bir anlamda Ay ve Güneş'i isminde taşıyan Hanım Sultan için, bu iki külliyeyi büyük bir zevk ve memnuniyetle inşa eder. Popüler tarihçilerin ara ara dile getirdikleri gibi Mimar Sinan, Mihrimah Sultan'a duyduğu gizli aşkı dile getirmek için bu külliyelerin yerini seçerken âdeta aşkının sessiz tanıkları gibi bir çaba içinde olmamıştır ve olamazdı da. Mimar Sinan, başmimar olsa da nihayetinde padişahın bir kulu, memurudur. Ve Sinan, hiçbir surette Mihrimah Sultan'a karşı içten içe olsa dahi bir aşk besleyip bu aşkı olgunlaştıramazdı. Rüstem Paşa'ya, göreceli olarak çirkin denilebilir; ancak bitli olduğunu iddia etmek, dedikodundan, rivayetten başka bir şey değildir. Diyarbakır Beylerbeyi olduğu bir dönemde bu evlilik gerçekleşir ve bu da Rüstem Paşa'yı sadrazamlık makamına taşır. İki yıl gibi bir süre dışında, hayatı boyunca Rüstem Paşa, sadrazam olarak kalacaktır, ancak bu makamı kocası olduğu Mihrimah'a borçludur.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-"