Eksiltmek için fazla olanı atmak, sadeliği seçmek gerek. Fazlalık yüktür. Eksiltmek, gözü ve gönlü yorandan kurtararak iç dinginliğine kavuşmak, tefekkür denizine açılmaktır. Eksiltelim yükümüzü.
Yükümüzü eksilte eksilte yaşamak arzusu içimizde olmadığı sürece gerçek huzura varmak mümkün değildir. İnsan hâmildir. Dünyaya öyle gelir. Sırtına dağların almaya cesaret edemediği, haşyet ettiği yükü insan omuzlamıştır. Ah, ne acınası bir canlıdır insan!
Hâlini anlamaktan âciz bir varlık değil midir insan Doğrusu insan "kul" idi. Kul yani emre âmâde. Peki, âmâde nedir Hazır demektir. Neye hazır Yüke hazır sanmayalım bilakis yükten kurtulmaya. Nedir ki bu yük Kim vurdu sırtımıza bu yükü Soruları sordukça içimize vurulan sondajlar gibi iniliyor derinlere. Daha derinlere inmeli. Orada mevzu anlaşılacak, eksilteceğiz yükümüzü.
İnsan bunca ağırlığın altına girmeye nasıl cesaret etmiştir Kudret mi bu Nefsini zirvede tutan insanın muhakemesi mümkün müdür Muvâzene olmadan muhakeme yapılırsa bir taraf çöker. Çağın aldatıcı vadilerinde sefere çıkan insanın aklı çökmüştür. Çünkü öyle bir yüke hamal olmuştur ki insan, dıştan bakılınca ayakta görünse de içten çökmüştür. Eksiltmeden yol almaya niyet ettikçe hafif de olsa yük gittikçe ağırlaşır. Eksiltelim ki yolumuz uzamasın.
Üstat Necip Fazıl, "İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal/ Hamallık ki sonunda ne rütbe var, ne de mal" derken bize işaret ettiği yer neresidir Dünyadan uzaklaşıp, asıl vatanı bize ihsas ettiren büyük şairin derdi de eksilerek kurtuluşa ermek olabilir mi Şiir bu, kesin bir mânâ atfetmek doğru değildir ama bir hakikatin de parıltısını görmemek mümkün mü Hakikate kavuşmak için eksiltmek gerek.
Uzun yolculuktur ömür. Bu yolculukta merhaleler vardır. Bazen zordur aşmak bunları. İçte ve dışta yük olan ne varsa onlardan kurtulmak lazım. Evvela gönülden başlamak gerekir. Gönlü, gönül aynasını kapatan ne varsa o kiri temizlemek için irade göstermeli insan. Bunu sağlamak için feragat ve riyazet gibi iki önemli merhaleden geçmeli. Vazgeçmeli abartılı yüklerden, süslerden, gösterişli yerlerden ve makamlardan. Sonra nefsin her şeye talip olan arzusunu törpülemek, onu terbiye etmek gibi dersleri vermek gerekir. Dünyalık olanları eksiltmek olan bu dersten geçmek zor. Zor ama neticesi insanı yücelten, vecd ve istiğrak ile hakikat güneşine ulaştıran bir derstir bu. Dersimiz eksiltmektir.
Mutlak hakikate kavuşmak için mukayyet hâlden ârî olmak zorundadır insan. Dünyalık ne varsa ona gönülden bağlanan insanın kalbi, gönlü, gözü kapalıdır. Perdenin ardına geçemeyen insanın gözü buluta takılır, güneşi göremez. Asıl körlük budur. Ancak gözü kapatan bu tabakadan kurtulmak için orasının kazınması, temizlenmesi icap eder. Katarakt ameliyatı da böyle değil midir Ancak bahse mevzu insanın gönül gözündedir bu tabaka. Onun temizlenmesi, yükünün alınarak sadeliğe kavuşması için ışığı görmesi gerekir. Işık ancak tertemiz, tüm yüklerden arınmış bir kalbe doğar. Kalp, yük makamı değil, yol makamıdır. Bu makama çıkmak için eksiltmek gerekir.

15