Vicdan polisi
Vicdan polisi ifadesi, genellikle devletin veya toplumsal yapıların bireylerin ahlaki ya da vicdani kararlarını kontrol etmeye veya şekillendirmeye çalıştığı durumlardan bahsederken kullanılan bir terimdir.
Bu terim, bireylerin vicdanlarına müdahale edilmesinin, onları belli bir ahlaki çizgiye çekme gayretlerinin ya da kişisel ahlaki özerkliklerinin ihlal edilmesinin bir metaforu olarak anlaşılabilir.
Bu kavram, sıklıkla bireysel ahlakın özerkliği ile toplumsal veya devlet otoritelerinin denetim gücü arasındaki gerilim üzerine düşünmeye davet eder. Devlet ya da baskın bir toplumsal yapı, "doğru" bir ahlaki normu dayatmaya çalıştığında, bu "vicdan polisi" olarak nitelenir. Bu bağlamda, vicdan özgürlüğü, bireyin kendi ahlaki değerlerini oluşturma hakkı, din ve inanç özgürlüğü gibi temel haklarla ilişkilendirilir. Örneğin, bir toplumda dinî veya ideolojik bir grubun, bireylere ahlaki doğrularını dayatmaya çalışması vicdan polisi eleştirisiyle karşılanabilir.
Vicdan polisi, aynı zamanda otoritenin, insanların içsel duygularını ve düşüncelerini kontrol etmeye çalışması, yani dıştan bir baskıyla bireylerin vicdanını biçimlendirmeye çalışması olarak da yorumlanabilir. Bu, ahlaki bir dikte olabileceği gibi, insanları "doğru" düşünmeye zorlayan sosyal veya yasal düzenlemeleri de içerebilir. Bu durum, bireysel özgürlüğün daralması, ahlaki çoğulculuğun azalması gibi sonuçlara yol açabilir.
Bu kısa girizgahtan sonra ülkemizde ve dünyada yaşanan garabetlerle ilgili bazı güncelleri hatırlamak ve hatırlatmak isterim.
Dünya jandarmasının halden hale evrilerek insani hiçbir değer bırakmadığı günümüzde Gazze turnusolü ülkemiz içinde ve dışında tüm insanlık adına hayır ile şerri, akla karayı, sapla samanı ayırt etmede gerçekten ciddi bir ayıraç olarak çok ama çok değer kazandı.
Son bir yılda öyle yaşanmışlıklar gördük ki, akla muğayır saçma sapan insanlık bu değil dedirten cinsten.
Öyle duruşlar gördük ki, yerin üzerini yaşanmaz görüp, Allah'ım daha fazla dayanamıyorum artık emanetini al derken çok ama çok samimi.
Maşeri vicdanının sesine kulak vererek geceleri sabaha kadar uyumayan insanları da gösterdi bu süreç bize.
Komşusu aç iken tok yatmam diyen masumlar da bu süreçte maşeri vicdanlarını cilalayarak parlattılar.
Mazlumun ahından korkmak gerek diyen maşeri vicdan erlerinin önünde daha fazla direnilemeyeceği kanaatindeyim.
Bu şanlı kurtuluş hareketine engel olacaklarını zanneden vicdanı kurumuş zindeler şunu iyi bilsin, zulüm ile abad olunmaz; olunsa olunsa berbat olunur.
Terör devleti İsrail'in eski savunma bakanlarından tek gözlü Moşe Dayan yıllar önce yahudilerle ilgili şu ifadeyi kullanmıştı;
"İsrail kuduz köpek gibi olmak zorunda. Böyle olalım ki bölge milletleri ve Müslümanlar yanımıza yaklaşmaya korksun."
Terör devleti İsrail'in bugünkü yöneticilerinin babaları ve dedeleri de aynı karaktersizlikte ve daha beteri. Bulduğu her fırsatta etrafta bırak insanı öldürmeyi hiçbir canlı bırakmıyor.