Maya İslam
Selçukludan Osmanlıya ve Cumhuriyetimize kadar gelen süreçte, İslam mayası sütü bozukların tüm çaba ve gayretlerine rağmen bozulmamış ve bin yıllık şanlı tarih, ecdadın dünyaya hak, hukuk ve adalet dağıtmasının sayısız örnekleri ile dolu olduğu için haketmediğimiz halde alnımız ak olarak yaşıyoruz.
Bu süreçte şer odakları elbette bugün de olduğu gibi boş durmamış, parçala böl ve yönet düsturu ile ümmeti; vehhabilik, haricilik, Şia ve benzer sapkın akımlar ve mezheplerle ayrıştırarak içten çürütmek için var güçleri ile çalışmışlar ve halen de hız kesmeden bu alçaklığı yapmaya devam ediyorlar.
İslam mayası, son iki yüz yıllık sürede içine karışan ayrık otları ile safiyaneliğini kaybettikçe ümmet bilinci zayıflamış Osmanlı toprakları küçüldükçe küçülmüş.
Bugün yaşadığımız savrulmanın asıl sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
Kuruluş dini İslam olan genç cumhuriyetimiz, dinimizi yozlaştıran ve mayasını bozanlara karşı mücadele ederek yoluna devam etmek yerine, kabuk değiştirip hilafeti ilga etti. İzmir marşı, dağ başını duman almış marşı gibi marşlarımız ki; ikisinin de kökü dışarıda marşlar dilimize uyarladı. Cesaret etselerdi, İstiklal Marşımızı da içinde geçen kelimeler yüzünden dışardan alıp tercüme edebilirlerdi.
Yetmezmiş gibi;
Medeni Kanun -İsviçre
Ceza Kanunu -İtalya
Ticaret Kanunu -Almanya
İdare Kanunu -Fransa'dan alarak bilerek veya bilmeyerek milletle düşman olundu.
Milletin dini uğruna kanları ile suladığı topraklarda dindarlığından dolayı darağaçlarında sallandırılacağını bilse idi bu fedakârlığı yapar mıydı
Zor ama önemli bir soru bu.
Ne oldu bize sorusunun altında yatan esas sebep bu olduğuna göre küllerimizden doğmak için çare de belli.
Mayamızı yeniden saflaştırmak.
Bin yıllık tarihimizin yapı taşlarını oluşturan dedelerimizin İlay-ı Kelimetullah uğruna çarpan yürekleri topluca atıyordu. Kavmiyet asabiyeti olmadığı için din kardeşliği esası üzerinden ümmet bilinci ile karılan çimentonun etkisi ile ne top ne tüfek ne de başka bir silah sinelere işlemiyordu.
İslam mayasını bozmaktan başka bir çıkış yolu olmadığını gören içimizdeki dönmeler, mühtediler ve kriptolar yabancılarla işbirliği yaparak içten içe bu mayayı bozmanın yollarını uzun uğraşlar sonu buldu ve bulduğu formülü uyguladı ve başarılı da oldu.
Hilafet kalkmalı, aile yapısı içine fesad karıştırılıp bozularak aile dağıtılmalı, ilim ve teknolojide geride bırakılmak için üretimin önü çeşitli engellerle kapatılmalı, eğitim kurumlarının içi boşaltılmalı, milliyetçilik akımı teşvik edilerek Araplar, Kürtler ve diğer kavimler kötülenerek birlik ve beraberlik hamuru sulandırılmalı, kudretli güçlü ve cesur lider adaylarının önü kesilerek ismi Müslüman ama icraatı ile İslam mayasını bozacak kukla yöneticilerle yönetim sağlanarak orta ve uzun vadede yeniden küllerinden alevlenme önlenmeli.
Nerede ise hepsinde de başarılı olundu. Müslümanlar derin uykulara daldırılarak kendine dokunmayan yılanı bin yıl yaşatadursun. Aile yapımız darmadağın, tembellik diz boyu ve kavmiyetçilikle aklımızı başımızdan alınmaya devam ediyor.
Menderes, Özal, Erbakan gibi dirayetli liderler yerine ismi ve cismi ile yerli ama sireti farklı yöneticilerle yönetim sağlansın.
Çoğunlukla sağlandı.
Türk, Kürt, Arap, Acem birbirini boğazlarken şampanya içerek başarısını kutlayanları iyi tanımalıyız.
Geçen haftaki makalemde üniversite yıllarımda ibadet etme hürriyetimle ile ilgili bizzat yaşadığım mobingden kısa bir pasajı bir paragrafı paylaştım yer yerinden oynadı.
Okuma özürlü, ön yargılı, diktatör kafalı militarist güruhun sosyal medya paylaşımları beni derinden üzdü.
Nerde hürriyet
Nerde demokrasi
Nerde insan hakları
Hepsi birden yok olmuş.
101 yaşına basan cumhuriyetimizin içini boşaltmaya devam etmeyin artık.