Dua ve beyin
Ali Akben
Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen IX. Uluslararası bilimler ışığında yaratılış kongresinde dua ve beyin konulu bildiri sunmam nedeni ile geçmişten günümüze konuyu enine boyuna araştırma fırsatı buldum.
Dua, istemek, talep etmek, dilekte bulunmak anlamına gelen, şifayı vaat eden yüce yaratanla buluşmak olarak özetlenebilir. Aynı zamanda riyanın, maddi çıkarın olmadığı samimi ve yalın bir buluşma olarak da deruni anlamlar yüklenebilir.
Dua ile, beyinde olup bitenleri anlamamıza yardımcı olabilecek EEG, TENS, PET, SPECT ve fMR gibi cihazlarla beyni daha detaylı araştıran bilim insanları, gördükleri karşısında bilimsel çalışmaların bu ve benzeri konularda keşfedilmeyi bekleyen birçok bilgi olduğunu kabullendiler.
Dua sırasında çekilen fMRİ'da görülen değişiklikler empati, bir şeye odaklanma ve öz farkındalık durumu sürecinde görülen değişikliklerle benzerlik gösteriyor. Özellikle beynimizin ön bölgelerinde duyusal denge ve şefkat ile ilgili singulat girusta aktivite artışı görülürken korkunun yönetildiği amigdala çekirdeğinde ise aktivite azalması dikkati çekiyor.
Nörobilimin dalı olan nöroteoloji üzerine çalışmalar yoğunlaştıkça, dua etmenin sadece iyileştirici gücü değil, beynimizde olan bitenleri daha iyi anlama ve akletme fırsatı da veriyor.
Özellikle fMR teknolojisinin kullanıma girmesi ile, dua ederken beynimizin bazı bölgelerinde kan akışında artma ve bunun sonucunda da sadece otonom sinir sistemi değil, immün sistem ve nöropsikolojimizi dengeleyen dopamin, seratonin ve hatta opiodların salgılandığı beyin bölgelerinde kanlanma artışı görülüyor.
Dua ile beynimizin preforontal ve temporal korteksinde kanlanma artması ile bazı nörohormonların salgılanması sonucu stres ve gerilimlere karşı daha dirençli olma, yaşama tutunma ve yaşam kalitesinin artması ile ilgili istatistiklerden de anlaşılıyor ki, beynimizin sırlarını anlamak için daha yolun başındayız.
Dua ederken yapılan EEG tetkiklerinde frontal bölgede alfa dalga aktivitesinde artış, beta dalgalarında ise azalmanın görülmesi, kişinin iç huzurunun artışına anksiyete ve iç daralmasının azaldığına işaret etmektedir.
Hafızanın depolandığı, içinde barındırdığı yapılar ve limbik sistem olarak bilinen duygu merkezimizin çatısını oluşturan temporal lob ise günümüzde hâlâ bilinmezlerle dolu ve yeni araştırıcıları bekliyor.

9