Barışa kurşun

Barışa kurşun

Ali Akben

Cumhuriyetimizin kuruluş dini İslam, Büyük Millet Meclisimizde dualarla açılınca, savaş yorgunu milletimiz derin bir nefes alıp oh demişti.

Günler ayları, aylar da yılları takip etmiş olanlar da olmaya başlamış ve gerçekler su yüzüne çıkmaya başlamıştı.

Aradan uzun yılların geçmesi bile beklenmeden devletimiz dine ve dindara savaş açarak adeta insan avına çıkınca derin nefes alan yorgun halkta bir kaygı ve karamsarlık başlamış ve nerede ise günümüze kadar da devam etmişti.

O günlerden günümüze atlatılan badireleri sayacak değilim. Günümüzde bile çözülemeyen kördüğüm olmuşluğumuzu Devletimizin kurucu iradesinin yanlış iliklenmiş düğmesinden olduğunu düşünüyorum.

İki yakamızın bir araya gelememesinin sebebini de bu paradoksa bağlıyorum.

Dinde cahil, imanda piyade bir nesil yaratmakla övünülen yıllarda dünya milletleri fezaya kadar yol almış. Devletimiz ise enerjisini büyük oranda mazlum halkı aydınlatma adına, dinsizlik pompası ile şişirdikçe şişirmiş ve gelinen durum koca bir fiyasko.

Son çeyrek asırda bu prangadan kurtulmak için büyük çaba gösteren milletimize kimi zaman terörle kimi zaman ekonomik krizle kimi zaman da darbelerle engel olunmaya çalışılmış ama kör topal da olsa özgürlük yolunda yavaş adımlarla da olsa ilerliyoruz.

Takılan çelmeler olmasa bu hızla bile epey yol alınacak ama devletimiz türlü türlü belalarla mücadele etmek zorunda. Bir çelmeden kurtulsa diğerinin hemen hazırlandığı da bir gerçek.

Yeni çözüm sürecini de inkıtaya uğratmak ve birincisinde olduğu gibi yeni bir iç çatışma ortamı oluşturmak için sadece ecnebiler çaba sarf etmiyor. Sureti yerli adı sen ben olan çok sayıda dönme kripto ve mühtedi işbirlikçileri ile pusuda ve akşam sabah var güçleri ile çalışıyor çaba sarf ediyor.

Barışa kurşun olabilecek her şeyi kullanıyorlar. Hava şartlarının da tetiklediği son yangınlardan bile medet umanlar var.

Ekonomimizi çökertmek için var güçlerini kullanmalarına ve yerli malını boykot edecek kadar alçalmalarına rağmen çökmek şöyle dursun daha da mukavemetli olan bir devletimizin olduğunu gördükleri halde saldırılar devam ediyor.

Yolsuzluk çamuruna batmış olmaları bile bu kötücül niyetlerini değiştirmiyor.

Yanlış adreste suçlu arama behbahtlığı sadece kimliklerini değil aynı zamanda kişiliklerini de alçaltması bile uyanmalarına vesile olmuyorsa cehenneme kadar yolunuz var demek gerekiyor.

Yolsuzluk denizinin dibine kadar batmış; ülkeyi yönetme iddialı bir acezeden tutun da ana muhalefetin başına kadar geniş bir kesimin timsah gözyaşlarını görünce bu duruma nasıl gelindiğinin şaşkınlığı içindeyim.

Bugün yaşadığımız yolsuzluklar denizi, CHP iktidarının ilk skandalı değil.

Huylu huyundan vazgeçmiyor. Yıllar önce ne ise bugün de öyle. Sırça köşklerde yaşayan ve millete tepeden bakan güruhun genetiğinde yolsuzluk var. Sayısız yolsuzluklar hep yapılmış ama 1993 yılındaki İSKİ yolsuzluğu ile ülke uzun süre çalkalanmış ve halkımız CHP'ye iktidar yüzü göstermeme cezası vermişti.


Warning: mysqli_close() expects exactly 1 parameter, 0 given in /home/koseyazarioku.com/public_html/themes/templates/footer_yazi.php on line 19