Devletimiz bugüne kadar sabretti.

Terör devleti İsrail'i bazen yumuşak bazen sert üslupla uyardı. Gittiği yolun sonunun uçurum olduğu açık seçik söylerken, hiç bir dine milliyete yakışmayan gayrı insani tutuma karşı açık politika uygulamaları ile bu günlere gelindi.

Suriye'nin meşru hükumeti, İsrail ve aparatı terör gruplarının ülke bütünlüklerini bozmaya karşı mücadelede ülkemizden yardım istemesi sonrası yeni bir durumla karşı karşıya ülkemiz.

Bundan sonrasını İsrail terör devletinin başındaki caniler düşünsün.

El mi yaman

Bey mi

Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olacağına inananlardanım.

İsrail terör devleti ve yardakçıları, İran Libya, Irak Mısır Lübnan hatta Yemen olmadığımızı geç de olsa anlayacak

Sabretmek dini hem de tıbbi bir tavsiye, uygulayanlar övülmüş hatta zaferle bile müjdelenmişlerdir.

Devletimiz belki bir süre daha Sabır silahı ile zalim Netanyahu'ya ayağını denk alması fırsatı verecek.

Farklı kesimlerden gelen; yeter artık ile başlayan yakınmalar elbette bardağın çoktan taştığına işaret ediyor olsa da devlet aklına güvenmeli ve ulu orta konuşanlara itibar etmemeliyiz.

Hele siyasi yelpazeden gelen uyarılar iki defa süzgeçten geçirilmeli.

Sureti ile sireti farklı olan azımsanmayacak kadar fazla bir mozaik içinde yaşadığımız unutulmamalı.

Devlet aklı uzunca bir süredir içerde ve dışarıda gelişen olaylara hep sabırla yaklaşıyor gibi görünse de bir elimiz değil tüm gövdemizle komşuda olup bitenlere karşı teyakkuzda olduğunuzu başta İsrail olmak üzere tüm dünya biliyor.

Sarı gavur bu gerçekliği açık seçik tün dünyaya duyurdu.

Son günlerde devletimizin sabrını taşıran olayları bilinçli olarak artıran ve besleyen terör devletine en yüksek perdeden sabrımızı taşırma uyarıları devam ederken Suriye'de sahnelenen oyuna karşı Suriye devletinden gelen yardım teklifi ile elimiz kolumuz bağlı olarak beklemeyecek ve gereken neyse ivedilikle yapılacak.

Dışişleri bakanımız, ABD den sabrımızın taştığı uyarısını yaparak terör devletine yüksek perdeden sert bir üslupla yeter artık dedi.