Değerli okurlarım atasözlerini, öz deyişleri, kelam-ı kibarları ve hatta veciz söylemleri önemser ve değer veririm.
Koyun can derdinde kasap ise et derdinde atasözümüzü günümüz İstanbul'unun hali pür melali için kullanacağım.
Günlük mesaisine toplu taşıma ile giden bir İstanbul sevdalısı vatandaş olarak her gün bir önceki günden daha kötü olan kaderi İstanbul'a yaşatanlara lanetler okuyorum.
Sade toplu taşımda değil İstanbul nerede ise her alanda dökülüyor. Seçim döneminde bol keseden verilen vaatlerle seçim kazanan CHP nin beceriksiz kifayetsiz yöneticileri vaatlerini yerine getirmek şöyle dursun eski halini sürdürmekten bile acizler.
İBB nin başına ikinci kez musallat edilen kifayetsiz muhteris döneminde , yalan üzerine kurulu cek cak edebiyatı parçalayarak zevahiri aldatarak kurtarmaya çalışan adam içeri tıkılınca zaten işlemeyen sistem yerini sessiz bir suskunluğa bıraktı.
Bazı ilçelerinde çöp yığınları, bazılarında başlayan su kesintileri, yeşille tanışan meydanlar ve caddelerin renginin grileşmesi metro ve otobüs seferlerinde yaşanılan aksaklıklar ve daha neler neler okulların açılacağı önümüzdeki günlerin ana sorunu.
Trafik çilesi için çivi çakılmadan bugünlere gelinmesinin bedelini bu sene kat be kat ödeyeceğimiz daha şimdiden belli.
İstanbul'da yerel yönetimde iktidar olan CHP'nin bu devasa sorunlarla ilgili seçim döneminde verdiği vaatlerini gerçekleştirmek şöyle dursun hiçbiri ile ilgili hiçbir adımın olmaması nedeni ile önümüzdeki günlerde bu günleri bile mumla arayacağız gibi.
Nedeni aşikâr.
CHP yolsuzluk ve hırsızlık bataklığına battı ve konuştukça daha da batarak yok olacağını görüp kendini kurtarma peşine düşmüş yani can derdinde.
Geçmiş yıllarda düştüğü İSKİ lağımından daha büyük lağım çukuru halkaları arasında can çekişiyor.
Çünkü kılavuzu karga.
Bu lağım labirentlerini oluşturanlar CHP li, Lağım halkalarındaki haksızlığı arsızlığı ve aymazlığı görerek bu kadarına da pes diyerek mahkemelere başvuranlar da CHP li, düştüğü yada düşürüldüğü lağımın içinde boğulduğunu görüp itiraf ipine tutunarak kendini kurtarmaya çalışanlar da CHP'li.
Tüm bu açık seçik, ayan beyan ortaya saçılmış aymazlıklara rağmen vatandaşın masum hislerini iğfal ederek sokağa çıkmasını ve hatta terör estirmesini teklif edenlere bakıyoruz. Bir kısmı içerde kripto Fetöcü bir kısmı dışarda Fetö şapkası ile halkımızı isyana davet eden CHP elbisesi giymiş vatan millet düşmanı.
CHP her kafadan bir avaz partisi haline getirilmiş durumda. Kurucusunun sade kemikleri değil, her yeri sızlıyordur ama kimsenin umurunda değil.
Varsa yoksa istismar.
Atatürk istismarı dışında kullanacakları hiçbir argüman kalmayınca kalk istismar, yat istismar konuş istismar konuştur istismar.
Son günlerde sosyal medya soysuzlarının Atatürk ile ilgili paylaşımlarının nerde ise hepsi istismar ve tahrik kokuyor. Kimi putu üzerinden, kimi inancı üzerinden kimi de kendi işkembesinden çıkan gazlar üzerinden istismar soytarılığına soyunmuş yalan pazarına mal yetiştirmekle meşgul.
Bu pazarlamadan da, vatandaşın sokağa dökülmesinden de bir cacık olmaz.
Milletin derdi geçim. Giderek ağırlaşan bir çile haline gelen geçinme derdine çara çözüm üretilmeli. Bu çok önemli sorunun çözümü ile el ele verilmeli. Kayıkçı kavgası ile sadece havanda su dövülür. Üç beş kent lokantası açmakla bu mesele çözülmez sadece daha da derinleşir.
Önceki belediyelerin ihtiyaç sahiplerinin evlerine ücretsiz servis ettiği sıcak yemekleri kent lokantaları marifeti(!) ile ucuza sattığını ispatlamaya çalışmak olsa olsa ark üstünden bostan bağışlamak olur.