Sezon bitse de kurtulsak bu ızdıraptan

Ne dilim varıyor söylemeye, ne kalem gidiyor yazmaya; lakin gerçek hayat tüm çıplaklığıyla karşımda duruyor!

Üçüncülüğü kovalayacağımız bir maça çıkıyoruz Kasımpaşa'yla... Maça, emniyet pimini açmayı unutmuş silahşörün teklemeleriyle başladık!

Önce yalancı bir mermiyle "Ne oluyoruz" dedik, Sonra gerçeğiyle tanıştık: 1-0... Oyuna başladığımız taktiğin sınıfta kaldığını ilk 10 dakikada çözdük oturduğumuz yerden...

Hoca da görmüştür mutlaka; niye B planına geçilmez, anlamadım. Aynı yerden 5 kere çok etkili geldiler!!! Değiş abi hemen... Yok, illa gol yiyeceğiz!!!

Sonra hafiften oynamaya, dönen topları almaya, ara pasları atmaya, direkleri dövmeye başladık... Ama yine de doyurucu olmayan bir yemek menüsü elimizdeydi sanki!!!

Eksik olan çok şey vardı masada ve canımız iyice sıkılmaya başlamıştı... Üstüne, üç gün önce kırmızı gören Talha'nın, bu maçta sakatlanan Emirhan'ın yerine girdikten sonra yine kırmızı görmesi işin tuzu biberi oldu...

10 kişi kalmıştık, zaten sekiz kişi oynuyorduk!!! Ve her Beşiktaş maçında hakemler penaltı çalıyordu!l Utanmadan, sıkılmadan çalıyorlardı penaltıyı! Penaltılarımızı...

İkinci yarıda Hekimoğlu ve Rashica'yı oyuna alarak başladık maça... Şunu anlamakta zorluk çekiyorum: Zaten oyun kurmakta zorlanıyoruz, rakip yarı alanda üç kere faul kazanıp topu pas olarak niye kullanırız da ceza sahasına orta olarak denemeyiz şansımızı...