Her köşesi Beşiktaş kokan bu kasaba bizim
Günümüz Türkiye'sinin futbol dünyasına bakış açısı artık en az 300 milyon eurodan başlıyor... O segmente ulaşamazsanız sıkıntı başlar... Dolayısıyla futbola duygusallık ve romantizm isimli pencerelerden bakmamak lazım ama Sana en büyük miras olan kültürel zenginliği de es geçemezsin... Hele Beşiktaş tarihini, semtini ve tribününü şahlandırmak için gerekli şartlar oluşmuşken!!! Bir yazı bırakayım buraya da bakalım ne diyeceksiniz...
BEŞİKTAŞ KÜLTÜRÜ ÖLMEK ÜZERE
Beşiktaş semtindeki çoğu esnafın Beşiktaş ruhunun ve kimliğinin yaşatılması için bir çaba sarf ettiğini düşünmüyorum... Aksine yabancı esnaf gele gele de o Beşiktaş kültürü erimek üzere.... Düşünsenize nelerden yararlanmıyoruz Yararlanamadık ya da.... Mesela Çırağan!!! Bakar mısınız kelimedeki Beşiktaş yoğunluğuna... İçinde Şeref Stadı... Buram buram Beşiktaş kokuyor... Niye böyle bir giriş yaptım Hem lig bitti ve kayda değer bir haber yok(!), Hem de Kazan Birahenesi'nin satılmasıyla ilgili nostaljik cümleler kuruluyor ben de bir bodoslama giriş yapayım dedim... "Kazan'ın yanı", Kazan'ın içinden önemlidir benim için mesela!!!! Kazan'ın yanı 'senden bize anı' cümlesiyle ne kadar yükselmişsem "Burada tezahürat yapmak yasaktır" cümlesiyle de o kadar irkilmişimdir... Neyse!!!! Her semti tarih ve Beşiktaş kokan bu meşhur kasabamızı neredeyse üniversiteli öğrenciler ve beyaz yakalılar istila etmiş durumda... Kozmopolitizmin zirvesini yakalamış bu kasabada Beşiktaş'ı anımsatacak üç beş heykel hariç öyle elle tutulacak hiç bir şey kalmamış... Oysa eskiden her köşesinde bir ayrıntı çarpardı göze.... Mesela ben bir hapşırayım, en az bin kişi "Çok yaşa" derdi.... Anlayın gayrı... Mesela yıllarca kapalı ve metruk halde kalmış Balık Pazarı karşısındaki Rum Kilisesi Vakfı'na ait binanın girişinde basit bir 1903 yazardı... Kulüple yaşıt bu bina yıllarca durdu öyle... Milyonlarca Beşiktaşlı kaç bin kere önünden geçmiştir de fark etmemiştir bile o küçük ayrıntıyı... 19.03 ya da 1 Mart tarihlerinde önünde sembolik törenler düzenlenmesi için çok arkadaşım baya bir uğraştı ama, Nafile sevdalar...
BEREKET APARTMANI....
Düşünsenize Serencebey'deki Bereket Apartmanı'nı! Vakti zamanında kulübün can suyu olan köşkün üzerine yapılan binalardan kimsenin haberi yok bile... O köşkün bahçesinde spor yapan ve sonradan Beşiktaş Kulübü'nü kuran delikanlılar oraya ilgisiz kalınacağını bilebilirler miydi acaba... Şimdi yaşasalardı gidip bir kahve içerlerdi semtin içine kurulan onyüzbin milyonuncu kafeden!!!!!!
AKARETLER YOKUŞU...
Biliyorsunuz metruk bir haldeydi... Şimdi göz alıcı ve modern bir yer.... Restaurantlar, kafeler, publar, galeriler her gün dolup taşıyor eyvallah da, Ya Beşiktaş!!!!!! Kulüp binası bile taşındı oradan... Dört katlı bir "C Blok" lütfen duruyor orada... Bilenler bilir Beşiktaş Caddesiyle birleştiği yere yakın bir sinekli bakkal vardı, Hemen ufak mezarların yanında.... Camekanında bir karikatür dururdu... Beşiktaşlı bir delikanlıya pusu kuran Fenerli ve G.Saraylı iki arkadaşın olduğu... "Bunu devirmedikçe bize rahat yok" minvalinde bir yazı balonu vardı içinde... İroniktir... Türk futbolunun ve Beşiktaş GS-FB ilişkilerini taa o yıllarda tek çizimde anlatan çok net bir karikatür..
YUMURTACI AHMET....
Yumurtacı Ahmet diye bir olgu vardı arkadaş... Her deplasmana otobüs kaldırırdı Çoğunlukla Seba'nın da uğrak yeri olan Motores'in önünden.... Maça gideceğiz ama paramız yok; adres Ahmet Abi'ydi... Bu bile bir Beşiktaş kültürüdür... Her şey yok olmakta....