Gırtlağa kadar batmış futbolsuzluk ikliminde, içimizi ısıtacak mükemmel bir hikaye...
Dakika 75... Keny ve Semih oyuna girecek Kenarda hakemin onayını bekliyorlar...
Kameralar bu iki delikanlıya çevriliyor... İnanılmaz bir görüntü... Biri 17 biri 18 yaşında... Biri sapsarı biri simsiyah... Al bu görüntünün çıktısını dünya manşetlerine taşı...
De ki, "işte evrenselliğin sembolü" Göğüslerinde koskoca şanlı Beşiktaş arması, Devam et Irkçılığın olmadığı tek ülkedir Türkiye Yapıştır 'No Racism'i altına... Misss...
Yarattığın kamuoyuyla söz ettir kendinden... Sonrasını kısa video yap...
Oyuna o an girenlerden sarı olanı bizim köşe gönderimizin oralarda 1 dakikaya yakın topu vermemek için cebelleşiyor rakiple O mengeneden sıyrıksız kurtuluyor, Top Gedson, Mario derken Rafa'ya geliyor...
O da sağ ayağının dışıyla oyuna girenlerden siyahi çocuğun önüne bırakıyor... Siyah çocuk önce topla sonra taraftarla kucaklaşıyor...
Hikayeye bakar mısınız... Şu kurak futbol ikliminde, şu futbol kıtlığında, şu gırtlağa kadar batmış futbolsuzluğumuzda içimizi ısıtacak mükemmel bir hikaye...
Beşiktaş iletişimine duyurulur.....
El frenini durmak için kullan Irfan, drift yapmak için değil
Deprem, sel, pandemi gibi kalabalıkları etkileyen felaketlerde, halkın sağ kalanı maddi manevi yara almış tarafa yardım eder...
Ahlaki ve insani bir zorunluluk olmasa da zorunluluktur... İnsani bir görevdir açıkça... Ve yapılan yardımlar asla söylenmez...
Ne demişler, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek... Niye böyle giriş yaptım F.Bahçe kalecisi Irfan Can yüzünden...
Fener'in Antep'te oynadığı maçtan sonra mikrofonlara konuşuyor kardeşimiz...
Bana şöyle dediler de bana sövdüler de ben onlara deprem zamanı yardım etmiştim oysa da vs vs...
Sevgili Irfan kardeşim, senelerdir bu topun peşinde gitmedik stat oynamadık saha bırakmadın... Maçın atmosferine, şekline göre bir sürü mesele yaşamışsındır...
Demiyoruz ki taraftar küfür etsin, etmesin tabii ki... Lakin istemesek de yaşanıyor bunlar... Ve sen cevabı el kol hareketleriyle değil, kurtardığın toplarla vereceksin...
Ve bunu şikayet edip gösterirken yaptığın yardımı da öne çıkarmayacaksın... Zaten onu da hatanı bildiğinden psikolojik bir savunma şekline geçmişsin...
Onlarca yakını vefat etmiş bir şehrin üstüne konuşuyorsun... Bu işler iyi değil... Özür dilemişsin eyvallah ama konuşmandaki her kelime sıkıntılı...