Sergen hocanın Cengiz'i daha hak etmemesine rağmen ilk 11'e koymasını, ve bunda ısrar etmesini, Cengiz sakatlanıp oyundan çıktığında Rashica'yı almasının yanlış olduğunu, Rashica'yı alacağına Demir Ege'yi Ndidi'nin yanına itip Orkun'u öne kaydırıp Cerny'yi gerçek yerine, yani sağ çizgiye çekmemesini, Djalo'yu niye oynatmadığını, Gökhan'la Taylan arasında karar verebilmek için Taylan'a da şans vermesi gerektiğini, maç sonunda "Yine bireysel hatadan gol yedik." demesindeki çaresizliğini, yönetimin boş olacağını bile bile devir hakkını açmamasını, yine bundan mütevellit kapalının boş kalmasını, hafta içi yapılan hakem atamalarını sessizce seyretmesini, Rafa konusunu hâlâ çözememesini, Halil Meler'in VAR'a akredite olduğunda ortalığı ayağa kaldırmamasını... Biz kendi aramızda konuşur, tartışırız.
Bizim iç sorunumuzdur, kimseyi ilgilendirmez. Siz, bize bizim olanı verin kardeşim! Yarı otomatik VAR'ın ofsayt çizgisi çektiğinde Antepli topçunun ofsaytta oluşunun ortaya çıkmasına rağmen golü kabul görmenizin hesabını verin.
Siz Jota'ya yapılan penaltıyı nasıl görmezden geldiniz, o konuşmanın kayıtlarını açıklayın. En az 11 dakika uzatma verilmesi gereken maçı 6 dakikaya nasıl sığdırdınız, onu söyleyin hele.
İkinci yarıda top oyunda sadece 20 dakika kalmış; buna nasıl müsaade ettiniz, anlatın bakalım. Federasyon başkanı neredeyse bilmiyorum; geldiğinde bunları sorsun, biz de görelim.
Beşiktaş yönetimi faturayı çıkarıp kesmelidir. Kadir Sağlam ve Halil Meler bir daha Beşiktaş maçlarına çıkmamalıdır. Hatta hakemlikleri nihayete kavuşmalıdır. Gayrısına tahammülümüz yoktur.
13'ünde Feyenoord seçmelerinde Beşiktaş formasıyla...
Koptu mu Kopar mı Kopacak mı derken Rafa Silva'yı bir şekilde kopardılar ya! İnşallah kopmamıştır da...
Şimdi aynı şekil Orkun'a saldırmaya başladılar. "Cengiz'i bonservisiyle beraber verip Orkun'u alabilirler." "Orkun tam Fenerbahçe'nin aradığı topçu" gibi kendi uzantılarına söylettikleri algı yönetimine dayalı hamleler görüyoruz.
İşin Beşiktaş yönetimine bakan kısmına şunu çivileyebilirim: Beşiktaş başkanının bütün bu şayialara çıkıp, "Beşiktaş taraftarı rahat olsun, Orkun'la beraber başarıya yönelik hedeflerimiz vardır. Tatlı su kurnazlığını bırakın, herkes işine baksın" demesi gerekir.
İşin Orkun kısmına baktığımızda, 13 yaşında Feyenoord seçmelerine Beşiktaş formasıyla gittiğinden gireriz; Feyenoord altyapısında oynarken Beşiktaş-Feyenoord maçında Beşiktaş tribünlerine gitmeyi tercih etmesinden çıkarız.
Sonra bir çakarız "voleyi" top 90'a gitmiş! Ne uzantı kişilerin bu algıları prim eder, ne Beşiktaş yönetimi bunlara prim verir... Çünkü Orkun "prim"edir.

6