Yerli ve milli montaj

Yeni Zelanda'da iki cami, ırkçı teröre hedef olmuştu. Cuma namazı sırasında saldırılmış, 49 Müslüman katledilmişti.Hunharlığın görüntüleri de Facebook ve diğer platformlardan dünyaya izletilmişti.Görüntüler, propaganda amacıyla yayınlanıyordu.Fakat ırkçı terörün, İslamofobiyi yayma propagandasına izin verilmemişti.Görüntüler derhal yasaklanmış, her yerden kaldırılmıştı.2019 senesiydi. Mart ayı. Türkiye, yerel seçimlere gidiyordu.Ve kimsenin beklemediği bir olay yaşandı. Erdoğan, yasaklanan katliam görüntülerini mitinglerde kullanmaya başladı. Dev ekranlar kurdurup kalabalıklara izletti, 'hesap sorma' lafları eşliğinde.O vahşeti seyredip galeyana gelmemek mümkün değildi. Ancak kalabalıkları doldurmak için izletilirdi. Yeni Zelanda'daki İslam düşmanlığının hesabı, 31 Mart'ta sandıkta sorulsun diyeydi. Başka niçin olacak!Seçmen, İstanbul'a belediye başkanı seçmek için oy kullanmasın da Yeni Zelanda'daki vahşetin hesabını sormak için oy kullansın isteniyordu.O seçimde, Sisi'ye karşı Binali Bey'i seçmek için oy kullanmaya da çağrıldı.Sisi, İmamoğlu olmuş oluyordu."Katil" Sisi'yle barıştı Erdoğan, "katil" Esad'la da barışmaya can atıyor. Onlar artık yerli ve milli kardeşimiz. Ama İmamoğlu ve Millet İttifakı hâlâ düşman, yerli ve milli değiller...Hâl, mesele böyleyken Erdoğan'ın, İstanbul mitinginde montajlı görüntüler izletmesine şaşıranlar var. Yapılacak iş değil diye, Erdoğan yapmaz sanıyorlarmış.Kılıçdaroğlu'nun seçim şarkısı klibinde montajla Kandil'dekileri de oynatmışlar. Terör örgütü şeflerinden Karayılan, tempo tutarak şarkıyı söylüyormuş gibi gösteriliyor.Erdoğan, önce klibi izlemeye davet ediyor. Sonra da 14 Mayıs'ta hesabını sormaya çağırıyor. "Benim yerli ve milli vatandaşım bunlara oy verir mi" kükreyişleriyle.Sandıkta patlaması planlanan bu tahrikler, Erzurum'da sokakta patladı. Provokatörler işbaşındaydı.İmamoğlu'nun mitingine taşlarla saldırdılar. Elinde bayrakla başörtülü bacıların da çocuklarla gençlerin de yüzü, gözü kan revan içinde kaldı.Sultanahmet Camii avlusunda miting toplayıp "bunlar Diyanet'i kapatacaklar' derseniz, sabah akşam "bunlar Apo'yu salacak, cezaevlerini boşaltacaklar" derseniz olacağı budur.Sahte CHP logosuyla bastırılmış korsan broşürler bile yakalandı. "Apo'yu çıkaracağız" yazıyordu.Erdoğan; bir Twitter paylaşımında tatlı dille, araya husumet sokmadan, milleti düşmanlaştırmadan, centilmence yarışmaktan yana olduğunu söylüyordu.Kılıçdaroğlu'nun vermediği sözleri, vermiş gibi onun ağzından yaymak, centilmence yarışsa...CHP'nin çekmediği klibi, montajla çekmiş gibi izletmek, milleti düşmanlığa tahrik değilse...Muhalefete ait olmayan vaatleri, onlarınmış gibi göstermek, yalanla mücadeleyse..."Bunların ezanı, bayrağı, dini yok; bunlar dinsiz, imansız, kitapsız; benim milletim bu Allahsızları seçmez" propagandası da gayet sorumlu ve tatlı dilliyse...Bunun sorumsuzu, yalanlısı, iftiralısı, provokatifi, tatsızı nasıl olurdu; siz düşünün.Yerli ve milli tahrikErdoğan, HÜDA PAR'ı "tamamıyla yerli ve milli bir yapı" görüyor. Zaten