Trump'ın saygısının bedeli

Oval Ofis'te ne çetin karşılaşmalar geçti de, bazıları Trump'ın saygısızlıklarına pabuç bırakmadı.

İsrail'i soykırımdan yargılatan Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa'yı hatırlayın. Trump, kameralar önünde beyaz çiftçilere soykırımla suçlayarak Netanyahu'nun rövanşını almaya kalktı. Ramaphosa alttan almadı, cevabı yapıştırdı. Bunu baştan öngörerek kameralar önünde karşılaşmaktan da çekinmedi.

Ukrayna'nın eski komedyen Cumhurbaşkanı Zelenski de Trump'ı evinde epey kızdırmıştı, unuttunuz mu Görülmemiş bir diplomatik skandaldı. Trump'la yardımcısı, Zelenski'nin üstüne öyle böyle gitmedi. Çocuk paylar gibi, kovmaktan beter ettiler. Kameralar önündeydi, Ürdün Kralı Abdullah gibi ezilip büzülmeden dik durmayı başardı. Oval Ofis'ten duruşunu koruyarak ayrıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da alttan almamakta onlardan geri kalmaması beklenirdi.

Trump'sa kameralar önünde öngörülemez bir şovmen. Sağı solu belli değil, güç gösterisi şehvetiyle her an kontrolden çıkabilirdi.

İstenmeyen bir gerilim dışarı yansımasın, bir tatsızlık yaşanmasın diye Türk tarafının önlemler aldığı anlaşılıyor.

Bunlardan biri de Dışişleri Bakanı Rubio'nun densiz sözlerine cevap vermemek, duymazdan gelmekti. O bile yetmemişti.

Hani Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'ın söz verdiği hâlde Ukrayna ve Gazze savaşlarını bitiremediğini söylemiş... Rubio'ya sorulunca o da 'ne derlerse desinler, Trump'la 5 dakikalık tokalaşma pozu için yalvarıyorlar' diye haddi aşmıştı ya...

Görüşmeye saatler kala İletişim Başkanlığı, Fox News'a bir açıklama gönderip Erdoğan'ın işte o sözlerini düzeltti. Röportajın çevirisinde sözlerin anlam kaybına uğradığını, Erdoğan'ın aslında Trump'ın savaşları bitirmeye yönelik çabalarını takdir ettiğini belirtti.

Fox News ise çevirinin doğru olduğunda ısrarcı.

'Yanlış anlaşıldı, çeviri hatası' açıklamasının Beyaz Saray'ı tatmin edip etmeyeceği de meçhuldü.

Rubio'nun küstahlığı yerine Fox News'a cevap verseniz bile görüşmenin selâmetini kurtarmayabileceği endişesi yersiz mi

Muhatap tekin değil, kabalaşma potansiyeli tescilli. On milyarlarca dolarlık doğal gaz, uçak vesair alımları dahi Trump'la takımının şerrinden emin olmaya yetmiyor.

Bir nahoşluk yaşanmadan, kazasız belâsız atlatma tedirginliği hepimizi sarmış görünüyordu.

Neyse ki kamera önü, azami dikkatle ve Trump'ın yanında Gazze'yi, Hamas'ı anmadan, duymak isteyecekleriyle sınırlayarak ucuz atlatıldı.

Tabii Trump, övgüde ileri gidip Erdoğan'ın Rahip Brunson'u bir telefonuyla bıraktığına girmese iyiydi. Nazarlık oldu, canlı yayın kazası. Bir de Erdoğan'a saygı sunmakta aşırıya kaçıp suyunu çıkarmasa; kim bilir arkasından ne talep edecek, diye işkillendirmezdi.

Yönetimlerinin anlayış ve saygısını kazanmak, ilişkinin güvenliğini temin için daha ne gerekliydi zaten

TRUMP-ERDOĞAN FOTOĞRAFINA ONLAR NİYE GİRMEDİ

Oysa önceki gün BM'deki dar kapsamlı Gazze Zirvesi'nde, Trump'la Erdoğan masanın başında yan yana oturuyordu.