Suriye'nin komşularıyla ortak ordu hayâli

Hafta sonu Amman'da Suriye'nin komşuları zirvesi yapıldı. Komşulardan kasıt Türkiye, Ürdün, Irak ve Lübnan. Zirveye Suriye'den de bir heyet katıldı.

Dışişleri Bakan Fidan'ın heyetinde Milli Savunma Bakanı Güler'le MİT Başkanı Kalın yer alıyordu.

Genelkurmay ve istihbarat yetkililerinin katılımından anlaşılacağı üzere, İslam dünyasında bir askeri pakt arayışımız sürüyor. Ya da alternatif bir İslam NATO'su özlemimiz mi demeli Hazır asıl NATO da Trump'ın ellerinde can çekişirken...

Niekim bir yolu, formulü bulunmuş. Suriye'nin komşuları, IŞİD'e karşı ortak bir harekât merkezi kuracakmış. Toplantıdan terörle mücadelede müşterek bir operasyon ve istihbarat mekanizması kararı çıktı.

Fakat bu gerçekçi bir hedef mi Ve işe yarar mı, bel bağlanabilir mi

Çünkü ilk değil, daha önce bir örneği denendi. Şimdi esamisi bile okunmuyor, sahi ne oldu Riyad merkezli İslam Ordusu'na

Büyük umutlarla 2015'te kurulmuştu, merkez karargahı Riyad'daydı, terörle mücadele edecekti, ümmetin askeri ittifakı olacaktı, Sünni dünyanın ortak düşmanlarıyla savaşacaktı, 40 kadar İslam ülkesi katılıyordu, Türkiye de başı çekenler arasındaydı, ciddi heyecan uyandırmıştı... Yahu ne diyorsunuz, bir sene sonra ilk ortak tatbikatını bile yapmış ve dostlarına güven, düşmanlarına korku salmıştı... İsrail'in uykularını kaçıracak bir güç gösterisiydi... Türkiye'nin terörle mücadelede yalnız bırakan öbür NATO'ya da artık eyvallahı olmayacaktı. Sadece IŞİD'le değil, PKK dahil her türlü terörle mücadele edecek bir İslam NATO'su doğuyordu...

Ancak ne olduysa İslam Ordusu henüz tam hayata bile geçirilemeden sırra kadem bastı, yer yarıldı da içine girdi sanki. Daha toplanmadan dağıldı mı, akıbeti duyurulmadı da.

20'den fazla ittifak üyesiyle 3 haftalık tatbikat yapmış bir askeri oluşumdan söz ediyoruz.

Ne rüzgâr estirmişlerdi; manşetlerde 200 bin seçkin askerin Kuzeyin Gök Gürültüsü adıyla savaş senaryoları oynadığı yazıyordu.

Ortak düşmanı IŞİD'den ibaret değildi, PKK da hedefindeydi. Terörle mücadelede ortak operasyonlar Riyad'dan yönetilecek, gerekirse kara harekâtları bile yürütülecekti. Daha ne isterdi Türkiye