PKK'nın sonu neyin başlangıcı

Kandil'den beklenen haber dün gelmedi ama ön haberi geldi.

Arifeyi gördük, bayrama bir şey kalmadı.

PKK, kongresini topladığını 4 gün sonra duyurdu.

Tabii bu, yapacağı asıl duyurunun duyurusuydu.

Aldığı kararları yani kendini feshedip etmediğini,"iki farklı alandaki sonuçları birleştirdikten sonra" açıklayacakmış.

İlk tepkim şuydu; buraya kadar kazasız getirilmişken umarım asıl duyuru çok gecikmez.

Hemen şunu da ekleyeyim, bu saatten sonra geri dönüşü olası değil. Arifeyi gösterip bayramı göstermeme eşiğinin geçildiği anlaşılıyor.

Tarihi bir dönüm noktası olduğu muhakkak.

Öcalan, kongreye telefonla mı bağlandı, video mesajı mı gönderdi Örgütün, sonuçlarını birleştirmek için asıl duyuruyu geciktirmesine yol açan iki farklı alan ne Silahları nereye, nasıl bırakacaklar Örgüt kadrolarının akıbeti ne olacak Suriye'deki YPG anlaşmanın neresinde

Biraz yoklayınca Ankara'da gördüğüm rahatlıktan çıkarıyorum. Demek bunlar ikincil önemde, çözümü planlanabilecek tâli işler. Belli ki tarafların elinde bir yol haritası çoktan var, çalışılmış; orada sorun, tıkanma yok.

Öyleyse çalsın mı davullar

Nihai haber bir gelsin, bayram edip sevinçle kutlamaya hazırım. Tebrik listem de önümde.

Hep söyledim; Bahçeli'nin hakkı Bahçeli'ye. MHP lideri, umulmayacak bir çıkışla bu yolu açtı.

Evet, PKK miadını doldurmuş, kendini tüketmişti. Dolayısıyla fiili durumu resmileştirmek gibi bir yanı yok değil.

Yine de MHP liderinin rolünü hafifletmez. Gökten kırmızı kar yağması kadar siyaseten doğaüstü bir hamleyle ön açtı.

Tebrik edileceklerin başında Bahçeli geliyor.

Sürece temkinli, mesafeli yaklaştığı hâlde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayı olmadan sonuç alınamazdı. Cumhurbaşkanı da tebrik listesinin en başında yer alıyor.

Üçüncü tebrikse MİT Başkanı İbrahim Kalın'a. İnancı, ısrarlı çabalarıyla süreci bir sonuca taşıdı. Kutlanmayı hak ediyor, bravo.

Ve Öcalan'la DEM. Rahmetli Sırrı Sıreyya Önder'in bu yolda ödediği bedeli anmadan, Öcalan'ın 27 Şubat çağrısını takdir etmeden, Demirtaş'ın cezaevi koşullarında bile barışa koşulsuz desteğini saymadan ve DEM'in, İmralı heyetiyle oynadığı rolü teslim etmeden olmaz. Pervin Buldan'la Ahmet Türk'ün hakkı da inkâr edilemez. Hepsinin ayrı payı var, tebriklere onlar da ortak.