PKK'nın feshi: Müjdenin büyüğü heybede

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Terörsüz Türkiye'ye ulaşarak Türkiye Yüzyılı'nı hep beraber inşa edeceğimizi söylemiş, "her an müjdeleri alabilirsiniz ve alacaksınız" demişti.

Öyle de oldu, PKK'dan fesih ve silah bırakma müjdesini dün aldık. Örgüt, misyonunu tamamladığı yani ömrünü doldurduğu için kendini lağvettiğini ve PKK adıyla tüm çalışmalarını sonlandırdığını duyurdu.

Kırk yıllık terör belâsını bitirerek PKK'nın kendini feshetmesi, tek başına bile büyük bir müjde.

Diyarbakır'da davul çaldırıp halaya duran CHP'li Sezgin Tanrıkulu gibi siz de sevinin. Fakat tüm sevincinizi hemen tüketmeyin, müjdenin büyüğü daha heybede.

Tebrik edilecekler listemi önden, PKK'nın kongre duyurusu üzerine cumartesi günü yazmıştım. Kongrede aldıkları fesih kararını da işte dün açıkladılar. Listemde andığım emeği geçenlerin hepsini tekrar kutlarım, çok yaşasınlar, bravo...

Hâlâ tereddütlü yaklaşanlara da bir çift sözüm olacak. Neyini kutlayacağız, demeyin. Evet, ortada kutlanacak bir hadise var. Ama bu daha başlangıç. Arkası geldiğinde yerinizde bile duramayacaksınız.

Heybedeki müjdeyi duydunuz aslında, sır değil.

MHP lideri Bahçeli, Ramazan Bayramı mesajında müjdesini vermişti. PKK'nın feshiyle birlikte bağımsız yargı, eşit vatandaşlık, demokratik siyaset hakkı sağlayacak kapsayıcı reformlar yapılacaktı. İç cephe, bu demokrasi ve hukuk reformlarıyla tam güçlendirilecekti.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum da dün X'te, PKK'nın fesih kararı üzerine "Terörsüz Türkiye bir sonuç değil, yeni bir başlangçtır" ifadesini kullandı. Türkiye'yi güçlendirmek için demokrasi ve hukuk reformları yapılacağı vaadini de yineledi.

Zaten PKK'nın fesih açıklamasında da bunun beklendiği görülüyor.

Fesih kararını açıkladılar ama daha bitmedi, kararın uygulanması için beklentilerini de şöyle sıraladılar:

"Söz konusu kararların uygulanması Önder APO'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. "

PKK'nın kendini feshetmesi bir son değilse neyin başlangıcı, sorusunun cevabı da burada.

Öcalan'ın 27 Şubat'taki çağrısının adı, "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"ydı.

PKK da "barış ve demokratik toplum sürecinde" yola "demokratik siyasetle" devam edeceğini söylüyor.

Bunun şartları nasıl sağlanacak, önü nasıl açılacak Tabii ki "demokratik siyaset hakkının tanınması" ve "hukuki güvenceler" getirilmesiyle.

Herhalde bagımsız yargı, eşit vatandaşlık, demokratik siyaset hakkı getirecek reformlardan herkes yararlanacaktır, yalnızca dağdan inip düz ovada siyaset yapacaklar değil.

Reformlar, dendiği gibi kapsayıcı olacaksa kimse dışlanmayacak, bu müjdeden herkesin payına bir hisse mutlaka düşecektir.