'Muhtar bile olamaz' hukukunu aratırken
Kim derdi ki... 'Muhtar bile olamaz' hukukunun mağdurları, gün gelecek, o kadarcık hukuku bile rakiplerine çok görecek...
Erdoğan, İBB Başkanıyken ceza alıp siyasetten yasaklandığında 'bağımsız yargının kararıdır' dememişti. Siyaset arkadaşları da öyle karşılamamıştı.
Yargının siyasallaştırıldığına delil saymışlardı. Sandıkta Erdoğan'ın önünü kesemeyeceklerini anlayanların, kendisine karşı bu yola başvurduğunu söylemişlerdi.
O gün, 28 Şubat vesayet döneminde bunları ifade hakkınız vardı.
Oysa şimdi, yarın icabında başsavcıyla ailesini de koruyacak şekilde hukukun kötüye kullanımlarını ortadan kaldırmayı vaat edemiyorsunuz.
İmamoğlu denedi, terörle mücadele eden kamu görevlisini tehdit ve hedef göstermekten jet hızıyla soruşturma açıldı.
'Muhtar bile olamaz' hukukunu aratmak, rahmet okutmak değil de nedir peki bu
Eskiden yargı vesayetine, sandıkta yenemeyince adliyede ön kesmeye, milli iradenin gaspına, siyasetin mahkemelerde şekillendirilmesine gür sesle karşı çıkabiliyordunuz.
Dönüp dolaşıp şuna geliyoruz: AK Parti ve Erdoğan'ın, geçmişte kendilerine yapılmasından şikayet edip de karşıtlarına fazlasıyla yapmadığı ne kaldı
Mağduriyetten şikayet dahi yasak. Savcıya gözünün üstünde kaş var, diyen ve hatta yan gözle bakan da yanıyor.
Sıkıysa yargı vesayetinden, jüristokrasiden, siyasete antidemokratik müdahaleden, sandıkla inatlaşmaktan, sandığa darbeden, seçimle gelenin seçimsiz gönderilmesinden, seçilmişlerin atanmışlara oyuncak edilmesinden dem vurun...
Bu söylem setiyle iktidara gelenler, İmamoğlu ya da Yavaş seçim yarışından yasaklansa zil takıp oynayacak sanki. Sevinçlerini saklayamıyorlar.
Karşıtlarına, kendilerinin dibini sıyırdığı mağdur olma hakkını da tanımıyorlar.
Böyle engellemeler, yargıda çelme takmalar filan AK Parti'ye karşı yapılınca yanlış ve kötüydü de başkalarına yapılınca reva mı, demokrasi mi oluyor
İmamoğlu, mağdur gibi mi göründü...
Hemen başlıyorlar, kendi kendine mağduriyet tiyatrosu çevirdiği, sahte kahramanlığa soyunduğu teraneleri yaymaya.