Millet mağdurun mu hırsızın mı yanında

Sizi bilmem ama ben Müzeyyen Senar'dan dinlemeyi severim, "gezdiğim dikenli aşk yollarında" diye başlar şarkı. Aşk yollarında elinden bir kırık saz gelip geçmekle kalmaz, şunu da söyler bize: "Muhabbet denilen püsküllü belâ sanmayın başımdan az geldi geçti".

Dikenli iktidar mücadelesi yollarında siyasetçilerin başından geçen püsküllü belâlardan biri de yolsuzluk suçlamasıdır.

Şimdi beylik lâflar duyuyoruz, "milletimiz mağdurun yanında yer alır ama hırsızın yanında yer almaz" deniyor.

"Çalıyor ama çalışıyor" sözü, başka milletlerin buluşu sanırsınız.

Ya da "başkası gelse yapmayacak mı" savunması kimin icadıydı

Hem ya milletimiz, hedefteki siyasetçinin düzmece hırsızlık suçlamasıyla aslında mağdur edildiğine inanıyorsa...

Mağdurun hırsız olup olmadığına bile artık bakılmayan bir eşik var sanki. Suçlayanlar, gerçeklerle yetinmeyip araya büyük yalanlar katıyorsa o eşik aşılıyor gibi.

Habbeyi kubbe, deveyi pire gösteren yolsuzluk suçlamalarının iktidar devirdiği veya siyaseti şekillendirme amacına ulaştığı bizde pek görülmez o yüzden.

Siyaseti dizayn için kurgulanmış, zaman ayarlı yolsuzlukla mücadele operasyonu, AK Parti'nin de başından geldi geçti. Ne oldu sonuç, ters tepmedi mi

AK Parti; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklardan oluşan 3Y ile mücadele vaat etmişti.

Ki üçü de birbiriyle ilgili. Yolsuzluk ve yasakların olduğu yerde bir avuç zenginleşirken milletçe yoksullaşırsınız.

Peki 3Y ile mücadele edilip edilmemesi, seçim sonuçlarına gerçekten etki ediyor mu 23 yıllık deneyim bu konuda bize ne diyor

Deneyimlerimize bakılırsa sandık sonuçlarının sandıksız değiştirilmesi ve iradesinin yani söz hakkının hiçe sayılıp elinden alınması, 3Y ile mücadeleden daha çok milletin umurunda.

Geçmişte seçmenleri, AK Parti'ye yönelik yargı engellemeleri ile HDP'li belediyelere kayyum atamalarına hep karşı oy kullandı. Siyasi yasak, kapatma, kayyum gibi engellemeler; maruz kalanların desteğini büyüttü, küçültmedi.

Hele yolsuzlukla mücadelenin amacından saptırılıp iktidar mücadelesinde kullanılması ve siyaseti dizayna âlet edilmesi, daha fena ters tepiyor. 2013'teki 17-25 Aralık operasyonları, onun için kumpas olarak algılanmadı mı 3 ay sonraki yerel seçimlerde AK Parti, Ankara'yla İstanbul'u yine kazanmadı mı