Farkındaysanız şu meşhur "128 milyar dolar nerede" sorusuna geldi yine konu.
Hani... İktidar, laf dinleyen bir Merkez Bankası istiyordu. 128 dolarlık rezerv kaybı da o laf dinleyen Merkez Bankası macerasında karşımıza çıkan tatsız bir sürprizdi.
Laf dinleyen Merkez Bankasına niye ihtiyaç duyulduğu şöyle açıklanıyordu:
Davul, seçimle gelmiş siyasetçilerin boynundayken tokmak, atanmış bürokratların elinde olamazdı...
Millete sandıkta hesabı kim veriyorsa, yani sorumluluk kimdeyse yetki de onda olmalıydı...
İşte bu düz mantıkla özerkliği akıya alınıp Merkez'e zorla, yılda bilmem kaç başkan değiştirerek laf dinletildi sonunda.
Merkez'deki karar vericilerin; kendi doğru bildikleri yerine, yanlış da bulsalar iktidarın dediğini yapmaları sağlandı.
Laf dinetildi dinletilmesine de... Meğer laf dinleyenler, arada şeytanı da dinlemiş, ona mani olunamadı.
Laf dinlerken arada nefsine uyanları yine Merkez Bankası, iç denetimi sırasında yakalamış. Bir yıl kadar önce savcılığa da bildirmişler. Bir yıl kadar sonra dün tutuklanınca kim oldukları ve ne iş karıştırdıkları duyuldu.
Bankalararası Kart Merkezinde bulunan usulsüzlük, fesat ve dolandırıcılık olayının altından kim çıksa beğenirsiniz... 2021'de buharlaştığı fark edilen 128 milyar dolar vardı ya, onu arka kapıdan satarak kuru baskılama fikrinin babası olmasın mı
Emrah Şener, Bankalararası Kart Merkezinde ihaleye fesat, dolandırıcılık ve zimmet suçlamalarıyla tutuklandı.
Şener kilit bir isim, herhangi biri değil. 2016–2023 arasında Merkez Bankası Başkan Yardımcısı ve Para Politikası Kurulu üyesi. O rezervlerin eritildiği dönemin akıl hocalarından. Ve soruşturmada tutuklanan 8 kişiden biri.
Laf dinletilmek istenenlerden bazıları, yanlış anlayıp nefislerini dinlemiş olmalı.
Arka kapıdan Merkez Bankası rezervlerinin satıldığı, 2 yıl sonra anlaşılmıştı.
Mart 2019'daki yerel seçimler öncesi başlanmış. Döviz rezervlerinin satışı, 2020 Kasım'da Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığından ayrılmasıyla sona ermiş.
İktidar, başta yalanlamış ve rezervlerde kayıp olmadığını söylemişti.
İnkâr, sonra ikrarlara dönüştü.
"128 milyar doların COVID-19 pandemisi ile mücadelede"de kullanıldığı savunuldu.
"Yatırımlara, depreme karşı harcandığını" da iddia edildi.