IŞİD tehdidi SDG'yi kıymete bindirir mi

Yılı büyük bir acıyla kapatıyoruz. Yılbaşını kana bulayıp daha büyük acılar yaşatacak terör saldırılarını önlemek için, IŞİD'e karşı operasyonlar başlatılmıştı. Yalova'daki hücre baskınında 3 polisimiz şehit düştü, 8 polisle bir bekçi de yaralı...

En manidar tepki, MHP lideri Bahçeli'den geldi. IŞİD'i "Siyonist-Emperyalist alçaklığın maşa örgütü" diye tanımlaması, "kiralık katil olarak sahaya sürüldüğü"nü, "üstümüze salındığı"nı yazması boşa olmasa gerek.

Sanki Bahçeli; IŞİD'in bitmediği, acil bir tehdit oluşturmaya devam ettiği ve bu mücadelede SDG'ye ihtiyacın da sürdüğü mesajı verildiğini düşünüyor.

Dolayısıyla IŞİD'in hareketlenmesinin, Terörsüz Türkiye'yi sabote etmeyi hedeflediği kanaatinde. Yoksa Bahçeli niye "hiçbir saldırı, suikast veya sabotaj, Terörsüz Türkiye kararlığımızdan geri döndüremeyecektir" desin...

Öyleyse IŞİD'in birden hortlaması zaman ayarlı bir tehdit, zamanı da yılbaşı kutlamalarına değil Terörsüz Türkiye takvimine ayarlı demektir.

ZAMANLAMASI TERÖRSÜZ TÜRKİYE'YE AYARLI

Terörsüz Türkiye'de ilk aşama tamamlanmış ama ikinci aşamaya geçmek için Suriye ayağında SDG'nin örgütsel yapısını dağıtması bekleniyordu. Suriye ordusuna blok olarak değil tek tek katılarak kendini dağıtması için de bir süre sınırı vardı, yılbaşında doluyordu.

Dışişleri Bakanı Fidan, askeri yollara başvurmak istemedikleri ama sabrın tükendiği uyarılarıyla bastırıyor, oyalayarak zamana oynar ve şartlara uymazsa SDG'yi zor yoluyla iknadan çekinmeyecekleri ihtarı çekiyordu.

SDG lideri Mazlum Abdi, Şara'yla el sıkışmak için Şam'a ha geldi ha gelecekti. Ayak diriyor ama anlaştı anlaşacaklardı. Derken şartları kabule yanaşmadığı, müzakerelerin tıkandığı, askıya alındığı, hatta çöktüğü haberleri yayıldı.

İnceldiği yerden artık kopacak, bekleyişiyle geri sayım sürerken SDG'nin en kritik varlık gerekçesi IŞİD'le mücadele yine öncelik kazanmasın mı!

TESADÜFÜN BU KADARI

Burada durup IŞİD'i Batı ve Türkiye için yeniden öncelikli tehdide dönüştüren gelişmelere bakalım.
Uzağa gitmeye gerek yok, son bir ayda bile şöyle bir kronoloji çıkıyor karşımıza...

Mazlum Abdi, 7 Aralık'ta İsrail'in Jerusalem Post gazetesine konuşarak IŞİD'le mücadeleki rollerine ve bunun ABD için değerine dikkat çekti.

Kullandığı ifadelerden bazıları şunlardı: "Suriye'nin kaderi ABD desteği ve SDG entegrasyonuna bağlı", "SDG'nin alternatifi yok", "Hala IŞİD'le mücadelede kayıplar veriyoruz", "Başkan Trump yardımları azalttı, kesti ama kampları korumak için kendi savunma bütçemizden harcıyoruz", "10 bine yakın IŞİD'li mahpusun tutulduğu 26'dan fazla gözaltı merkezi ve üç ana hapishanemiz var", "SDG, IŞİD'e karşı küresel koalisyona dahil edilmeli", "Trump, Suriye'yi yeniden büyük yapmak istiyorsa SDG'yi desteklemeli"...

Bir hafta sonra, 13 Aralık'ta 2'si asker 3 ABD'li Suriye'de vuruldu. Son bir yıldaki ilk IŞİD pususuydu.