Hem tarhana içip hem Batı'yla yarışabiliriz

Ankara ziyaretine çantasını, valizini kendi taşıyarak başlayan Almanya Şansölyesi Merz, o kadim tartışmayı yeniden alevlendirdi: Biz neden böyle değiliz

Bunu soranlara gösterilen tepkiler ilginçti. İsrail'in Gazze katliamına karşı tutumunu hatırlatarak insanlık ve medeniyet dersinde Merz'i örnek almayı reddedenler de oldu. Merz'e bakıp hâlimize hayıflananları ev zencisi, ezik ve kompleksli olmakla suçlayanlar da.

İlk gruba diyecek yok ama cuma akşamı Halk TV'de ikincisinden bahis açılınca tutamadım kendimi.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy da mı ezikti Berlin seyahatinden dönüşünde "işleri var dinimiz gibi, dinimiz var işleri gibi" dediği aktarılır.

'Bilge kral' Aliya İzzetbegoviç de mi kompleksliydi Batı'ya bakışımızdaki çarpıklığa, 'ahlâksız Batı' klişelerimize karşı şöyle uyarmamış mıydı:

"Açık konuştuğum için bağışlayın. Güzel yalanların bize faydası olmaz; ama acı gerçekler ilaç olabilir. Batı çürümüş değil... İslam en iyisi ama biz en iyisi değiliz. Batı'dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz..."

Kötülükte yarışacak değiliz elbette. İyi yanlarında Batı'yla kendimizi kıyaslamak, biz neden öyle olamıyoruz diye sorgulamak niye ev zenciliği olsun Güzel ahlâki üstünlük yalanlarıyla kendimizi kandırmak mıdır komplekssizlik

Talihe bakın...

Bu tartışmadan çıkıp İzmir GastroFest'e geldim. Yemek ve sanat temasıyla, tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenleniyordu.

Sanatçı Ahmet Güneştekin'in Urla'daki müze evinin bahçesinde bir akşam yemeğiyle başladı. Menüde tarhanalı arpa şehriyesiyle kalamar tabağı da olmasın mı

Felsefeci, yazar Dücane Cündioğlu'nun yanlış anlaşılan esprisinin içine düşmüş gibi hissettim. Hani YouTube yayınında geçmişti. "Tarhana çorbası içiyor, her tarafı Heidegger olsa ne olur; dürüm yiyor adam, Hegel anlatsa ne olur" şeklinde bir ironik benzetmeydi. Aslında tarhanayla, dürümle beslenenleri aşağılamıyordu. Yine de metaforu gerçek sananlar, işi ciddiye bindirip saldırmıştı.

Tarhanayla kalamar, tarhana içenle felsefe yapandan birbirine daha uzak zannedebilirsiniz. Od Urla'nın Michelin yıldızlı şefi Osman Sezener, o tabakla bu önyargıları yıktı işte.

Başarılı bir denemeydi, kesinlikle çok yakışmışlardı. Bottargalı erişte kadar damak zevkimize hitap eden bir lezzet yakaladığını söyleyebilirim. Tarhanalı kalamar, İzmir GastroFest'in amacına da uygun bir deneyim yaşattı bize.

Gastronomi, soframızı çeşitlendirirken damak ayrımcılığı tanımıyor. Yeme-içme kültürünü, sınırları ortadan kaldırmadan nasıl zenginleştirebilirsiniz ki

Ege mutfağını Anadolu tatlarıyla buluşturan bir masaydı. Yerli- yabancı şefler, akademisyenler, yeme-içme yazarları geniş bir yelpazeyi temsil ediyordu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'la Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan da oradaydı.

Aynı kadro, ertesi sabah festival açılışında yine bir araya geldi.

YEMEK VE SANATTAN ÖRNEKLER