Gökhan Zan'la Selim Temurci karşılaştırması

Tanzimat dönemi devlet adamlarındandır, gazeteci ve şair Ziya Paşa'nın Terkib-i Bend'ini çok severim. Aslında bilgelik dolu birkaç beytini siz de deyim, atasözü gibi ezbere bilirsiniz.

O kadar severim ki oğlum Baran'ın adı, Ziya Paşa'nın şu beytinden gelir:

"Bîbaht olanın bağına bir katresi düşmez Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan."

Gökten yağmur yerine inci mercan yağsa bahtsız olanın bağına tek damlası düşmez, diyor.

Bir başka beyti de şöyledir:

"Her kim ki arar bûy-ı vefâ tab'ı beşerde Benzer ona kim devlet umar zill-i hümâdan."

Yani insanda vefa kokusu aramak, huma kuşunun gölgesinde devlet saadeti aramaya benzer.

Huma kuşu, talih ve devlet kuşudur. Gölgesi kimin başına düşerse onun hükümdar seçileceğine dair eski bir halk inanışına gönderme yapıyor.

Ayrıca bu kuşun, meşhur türkümüzde yükseklerden seslendiğini de unutmayın. Gölgesine rastlamak, başlı başına bir zorluk olsa gerek.

Uzattım, sadede geliyorum.

İYİ Parti'den milletvekili seçilemeyen Gökhan Zan, TİP'ten Hatay adayı oldu.

CHP'den milletvekili seçilen Gelecek Partili Selim Temurci ise AK Parti'ye göz kırpıyor.

Siyasette tutarlılık, bulunmaz Hint kumaşı bu dönemde.

Fakat şahıslar ve partiler yerine plana ve fikre sadık kalmak adına yolları ayırmak, tutarsızlık değildir.

An gelir, kendinize saygınızı korumak ve tutarlı kalmak için yol arkadaşlarınızdan ayrı düşersiniz. Parti de değiştirirsiniz.

Başlangıç ilkelerinden siz değil onlar ayrıldıysa kimse sizi savrulmakla suçlayamaz.

Dün desteklediğiniz doğruların bugün tam tersini söyleyip yapanlardan ayrılmamaktır savrulmak.

Bu kritere vurduğunuzda savrulan kim, çıkar karşınıza.

Günebakan çiçekleri, güneş ne yandaysa oraya döner yüzlerini. Menfaatine bakanlar da çıkarları ne yandaysa oraya döner. Plana gerçekten sadık kalanlarsa ikisine de sırtlarını döner icabında.

Ölçüyü belirledikten sonra gelin bakalım; Ziya Paşa'nın insanda vefa aranmaz, sözüne hangisi daha çok uyuyor

Gökhan Zan, milli futbolculuktan gelen popüler bir isim. İYİ Parti, 28 Mayıs'tan sonra dümen kırmamış, rotasını değiştirmemiş olsa oradan TİP'e geçmesi, büyük savrulma sayılabilirdi. Siyasetin yenisi olduğu halde durumu, henüz savrulma boyutlarına varmadı.

Selim Temurci ise AK Parti'den ayrılıp Gelecek Partisi kurucularına katılmış, deneyimli bir siyasetçi.

Sözcü'den İsmail Saymaz'a konuşmuş. AK Partililerle karşı karşıya gelmemek için, bu seçimde partisinden İstanbul adaylığını kabul etmediğini anlatıyor. Murat Kurum'u destekleyeceğini söylüyor. Ve partideki arkadaşlarının da öyle yapacağı, kendisini izleyeceği iddiasında.

Yüzde 1 alırlen ve onu da AK Parti'den alırken kitlesine CHP'ye yardım etti, dedirtmezmiş. Oysa Temurci, daha 9 ay önce CHP listesinden Meclis'e girerken bunu umursamıyordu.

Aynı gün Gelecek Partili bir başka isim, Kâni Torun da yönünü Erdoğan'a çevirdi. Ama fikre, amaca sadık kalmak adına. Temurci'nin çıkışı gibi değil.

Torun, kişiler ya da partiler yerine Kadir İnanır'ın şu çağrısına destek atıyordu:

"Erdoğan bugün yeniden 'çözüm' için yola çıksa en önde giderim; sadece Erdoğan değil, kim söylerse söylesin giderim..."

İktidardan "çözüm için yeni bir inisiyatif alması, barışa bir şans vermesi"ni beklemesi, doğru tavır.

Yanlışını eleştirip iktidarın doğrusuna destek vermekle körü körüne destek ya da karşıtlık arasındaki duruş farkını, takdirlerinize bırakıyorum.

MURAT KURUM'UN DÜRÜSTLÜK YEMİNİ

Ah yok mu şu para, nelere kadirdi, kıyıları talan edip açgözlü müteahhitlere acımasız imar yolsuzlukları yaptırıyor ve hatta şehir rantını yağmalatmak suretiyle İstanbul'a ihanet ettiriyordu.