Gerçeğin söylenmesinden niye rahatsız oluyorlar

Lozan'a uydurulan gizli maddelerin kaynağı, Necip Fazıl'a ve onun Büyük Doğu dergisine kadar uzanıyor.Yıldıray Oğur, Lozan yalanlarını kazıyınca altından Büyük Doğu'nun Dedektif X Bir'i çıkmıştı.Lozan Antlaşması'nın yüzüncü yıl dönümü vesilesiyle bunu hatırlatan yazım, bazılarını rahatsız etti. Gerçeğin söylenmesinden memnun olmadılar.Bu sayfanın altında da okumuşsunuzdur, şöyle tepki ve yorumlar geldi...Atatürk'ün içki sofralarına laf etmeyenler, Abdülhamid'in içtiği bilgisini kurcalıyormuş. Nazım Hikmet'i hayırla yâd eden kimi ezik muhafazakârlar, karşıya yaranmak için üstat Necip Fazıl'ı da kötü göstermeye uğraşıyormuş vesair... (adsbygoogle window.adsbygoogle || ).push({}); Söylenmesinden rahatsız oluyorlarsa gerçeğin, yanlarında hiç hatırı yok demektir. Vatanın kurtarılışı, ekonomik bağımsızlığımızla ilgili gerçeğin bile...Siyah-beyaz dünya kurgularını bozduğu için miBirinin, onlara doğruyu söylemediğini anlatıyorsun. Doğruyu söylemeyene kızmıyorlar, bu gerçeği saklamadığın için sana kızıyorlar."Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir" dizesini çürüttüğünden herhalde. Üstadı, iddiasıyla çelişkiye düşürdüğünden yani. Nurla kir, yalanla doğru her olukta birbirine karışabiliyormuş. Bu da epey kafa karıştırıcı.Bizde kötülükten, onlarda iyilikten eser bulunabileceğini kabul ederseniz 'biz iyi, onlar kötü; biz melek, onlar şeytan' olmuyor.İyi-kötü karşıtlığına ne güzel oturtmuşlar oysa hayatı, kafaları rahat.Yeşilçam melodramlarında dahi o kadar siyah-beyaz değildi dünya.Bilgisayarlar bile artık çeyrek ve yarım değerleri tanıyor. Bir şeyin, katışıksız siyah veya beyaz, ya 0 ya da 1 olmadığını; yapay zekaya öğretebiliyorsunuz.Ama ikili kodla çalışan kafalar için, ya iyidir ya kötü. Ya seversin ya nefret edersin. Ya aynı fikirde dostsundur yahut düşman. Arası yok, olabileceğine ikna da edemiyorsunuz.Yanıltıldıklarını, dolduruşa getirildiklerini, suya götürülüp susuz getirildiklerini inkâr edemiyorlar. Yine de 'nasıl yapar' diye yanıltana değil, 'nasıl yaparsın' diye sana bozuluyorlar.'Biz'im kötü tarafımız, 'onlar'dan da iyi taraf çıkmaz; aksini