Bütün CHP elitleri maçta nasıl toplandık
Hanut ya da avanta gezisi gibi değil, milli bir görev için Hamburg'a gidiyorum. Geniş bir gazeteci heyetiyle.
Ne münasebet, olur mu hiç! İşin içinde milli davamız olmasa Denizbank'ın nâzik davetini elbette kabul etmezdim. Şunu da belirteyim; Genel Müdür Hakan Ateş dahil, hep birlikte mütevazı ekonomi sınıfında uçuyoruz. Hans'la George'un kıskanacağı bir şatafat durumu yok.
A Haber'le TRT Haber'den Halk TV ve Sözcü'ye, Sabah'la Hürriyet'ten Karar ve Cumhuriyet'e, T24'le Oksijen'den Gazete Pencere, Independent Türkçe ve 10 Haber'e... Ayrımsız tüm medyamızı kapsayan çok renkli, çok sesli bir heyetiz.
Bizi ancak milli futbol şuuru bir araya getirebilirdi, öyle de oldu.
Takım taraftarlığı, içeride bizi ne kadar bölüyorsa Milli Takım taraftarlığı da bizi dışarıda o kadar birleştiriyor. HDP'li Ferhat Encü gibi ucuz ve densiz bir popülist şovmenin, Portekiz'i tutma provokasyonu bunu değiştirmez.
Fakat bunları yazarken birden ses tonumun ciddileştiğini fark edip irkildim. Böyle anlarda Oscar Wilde'ın Ciddi Olmanın Önemi adlı güldürüsü gelir aklıma ve koyuveririm.
Yanlış anlaşılmasın, futbol tabii ki ciddi bir iştir. Milli takımların karşılaşması ise çok daha ciddi...
Komik olan, Yeni Akit'teki aklıevvelin zırvaları.
Avrupa Futbol Şampiyonası oynanıyor. A Milli Takım, Çekya karşısına çıkacak. Son 16'ya kalma mücadelesi. Beraberlik bile yetecek. Volkspark Stadı'nda maç izlemeye değil Milli Takım'ı yalnız bırakmamaya gidiyoruz...
Fakat Akit'in akıl küpüne sorarsanız hepimiz, burjuva dostu CHP elitiyiz. Çünkü pasaportumuz var ve yurt dışına çıkmak gibi bir ayrıcalığa sahibiz. Onun için de yurt dışına her çıkışta burnumuzdan getirilmeli.
Başke ne anlama gelir şu yazı spotu:
"Maliye Bakanlığı, yurt dışı harcını burjuva dostu CHP'lilerin isteği üzerine 1.500 TL'nin altında belirlerse onlara yazıklar olsun..."
Türkiye Yüzyılı'na girdiğimizi, devranın değiştiğini, kavruk Anadolu çocuklarının dünyaya nizamat vermeye başladığını, artık hor görülen halkın borusunun öttüğünü unutmuş.