TOKİ, kendileri için ucuza, kira öder gibi taksitle konut yapıyor diye ürkülür mü

Ama uygunluğu, câzibesi kimi gurbetçilerimizi ürkütebiliyor. Özellikle de geçmişte çok uygun, câzip projelere ne paralar kaptırıldığını bilenleri.

Hiç bu açıdan bakmak gelmemişti aklıma.

Bugünlere duyuruldu, gurbetçilere yönelik İstanbul'daki ilk projenin teslimatı seneye başlıyormuş. İnşaat yarılanmış.

Satış için bu duyurulara ihtiyaç var demek ki. Hayâl satılmadığını, gerçekçi olduğunu gösterme ihtiyacı.

Yine de çok ürken en az bir gurbetçi tanıyorum. Adı, Güven Akıncı. Geçmişinde gazetecilik de var, eli kalem tutuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gurbetçilere TOKİ müjdesiyle ilgili bir ilanı görünce içini dökmüş, bana gönderdi.

Buyurun, ürkme nedenini Akıncı'dan okuyun:

"Şu haber bugünkü gazetelerden...

İstanbul Şişli'de Avukat U.C., bir rezidansta işyeri olarak kullanmak üzere daire satın aldı.

Dairede bulunan kiracı N. G., 8 bin lira kira ödediği daireden çıkmak için, daireyi satın alan avukattan 120 bin lira hava parası talep etti. Avukat U.C.'nin kabul etmesine rağmen kiracı daha sonra vazgeçti.

Avukat, bunun üzerine dairenin tahliyesi için İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtı.

Dava devam ederken 8 bin liraya oturduğu daireden çıkmayı reddeden kiracının, aynı binada kendisinin de bir dairesinin olduğu ve dairesini 3 bin dolara (102 bin TL) kiraya verdiği ortaya çıktı...

Haberi bitirdiyseniz bir de aşağıdaki şu afişe bakın şimdi. Baktınız mı

TOKİ'nin 'gurbetçiye ev' lansmanı. Ambiyans güzel, ortam romantik ve teklif baş döndürücü.

Gurbetçi diye tariflenen kitleyi çok iyi tanıdığımı düşünürüm. Bu konuda hiç tevazu gösteremem.

Seküler gurbetçimiz, parasını harcar. Yer, içer ve gezer.

Muhafazakâr, cami cemaati diye bildiğimiz kesimlerse parasını biriktirir. Hayatta kalacak kadar yer, içer ve gezmez. Memleketine gider sadece ve orada finansal aksiyon alır. O kesim hep para, mal, mülk biriktirir.

Dini kisveye bürünmüş pazarlamacılar, keşfetti bunu ve sömürdüler. Yemeyen gurbetçinin elindeki parayı nasıl aldılar, hikâyeleri biliyorsunuz.

Öyle iştah kabartıcı tekliflerle geldiler ki adamların karşısına, bunlara kanmak dışında bir seçenek göremedi muhafazakâr gurbetçiler de