Barış Akademisyenleri'ne umut doğdu mu şimdi
Evet, ihraç edilen akademisyenlere sadece umut değil yakında gün de doğacak, deniyor. Öcalan'a ve DEM'e açılan siyaset alanı sayesinde Barış Akademisyenleri'nin ifade özgürlüğü de genişleyecekmiş. Yargı çevrelerinden böyle haberler geliyor kulağıma.
Hayır, bir aftan yararlanmayacaklar. Tabiri caizse cezaları, gece tarifesinden gündüz tarifesine alınacakmış. Benzetme, hukukta çifte standart uygulamalarına dayanıyor. Hani tek tarife yok, adamına ve zamanın ruhuna, siyasetin havasına göre ya...
Örnek mi Sondan verelim.
PYD'li Salih Müslim'le gazeteci Nevşin Mengü röportaj yaparsa yargılanır ve hapis cezası alır. Gazetecilik faaliyeti değil terör örgütü propagandası sayıldığından. Ama bir ay kadar sonra Türkiye gazetesi aynı kişiyle röportaj yaparsa bal gibi de gazetecilik faaliyeti olur. Terör örgütü propagandasıyla, teröristi övmekle ne alâkası vardır!
İstenmeyen, sakıncalı piyadeler yaparsa suç. Aynı fiil, iktidarın makbulleri ve torpillilerince yapılırsa suç olmaktan çıkıyor. Adliyede dayıları olmasına güvenir gibi rahat davranmaları ondan.
Kanun önünde eşitlik yok, ayrıcalıklı olanlar ve olmayanlara göre suç tanımı, muamele değişiyor.
CHP kurultayında delegelere belediye parasıyla cep telefonları dağıtıldığı ve kimi gazetecilerin fonlandığı iddiaları meselâ. İktidar fedâileri yayıyordu. İBB Medya A.Ş., yalanlamakla kalmadı. Bu iddiaları yayanlarla ilgili suç duyurusunda bulundu, hatırı sayılır bir tazminat da istiyor.
Ne umarsınız Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de İBB'ye bu karalamayı yalanlayacak. Savcılarsa halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymaktan derhal soruşturma açacak. Ama çok beklersiniz. Hedef, CHP ve İmamoğlu İBB'siyse atış serbest. Hedef alanlar da milletvekilinden bile fiilen daha dokunulmazdır.
Gelelim Barış Akademisyenleri'ne...
DEM'e açılan kapıdan onlar da geçirilecek mi, merak ediliyordu.
Hendek operasyonlarına tepki olarak 11 Ocak 2016'da "bu suça ortak olmayacağız" bildirisi imzalayan akademisyenlere umut doğuyor sanırım.