Çünkü sanıyorlar ki... Osmanlı yıkılırken işgale uğrayan vatan toprakları, dinimizden dönmek karşılığında tek kurşun atmadan geri alındı. Kurtuluş Savaşı aslında hiç yaşanmadı, hepsi uyduruldu.
Fakat düşmanın kendi kendine çekildiğini zannedenler, aynı düşmanın, çekildiği topraklarımızı yüzyıldır elimizden alma planları yaptığına da inanıyor. Ve bunun saçmalığına ikna edilemiyorlar.
Dün 10 Kasım'dı. Yine aynı hezeyanlarla uğraşıyoruz.
Bu senenin özel teması ise Atatürk'ü mevlit okutarak, rahmetle ananları hedef seçmekti.
Yeni Diyanet Reisi Arpaguş Hoca da hedefteydi. 2023'te, İstanbul Müftüsüyken Atatürk için camide mevlit programına katılmış, dua etmiş. Sicilindeki kara lekeymiş gibi önüne koyuyorlar şimdi.
Hedefe konanlar arasında Kocaeli valisiyle müftüsü öne çıktı, tüm camilerde mevlit okuttukları için.
Oysa ilk kez ve sadece Kocaeli'de olmuyor. Başka illerde, camilerde, geçmiş senelerde de okutuldu.
Kimileri Arpaguş Hoca'yı sorumlu tutmaya kalkıyor ama Diyanet'in başına geçince o başlatmadı. Müftülüğünde katıldığı 10 Kasım mevlit programı için yerilmesi bile bunu göstermiyor mu
Anlaşılacağı üzere, Atatürk düşmanlığını iç iktidar mücadelesinde kullanan bir istismarla karşı karşıyayız. Muhtemel ki Diyanet için başka adayı olanlar, akılları sıra yeni Diyanet Reisi'ni buradan yıpratmayı deniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istismarcılara tepkisini bu gözle okuyun bir de.
Dedi ki: "Bu cepheleşmenin en büyük mağduru bizzat Gazi Mustafa Kemal olmakta; Atatürk'ün hatırası ve eserleri zarar görmektedir..."
Yine dedi ki: "Sosyal medyada Atatürk maskesiyle bu millete düşmanlık edenlere nasıl karşıysak... İstiklal Harbimizi zafere ulaştıran ve milletimize yol gösteren Gazi Mustafa Kemal'e hakaret edenlere de aynı şekilde karşıyız..."
Zaten Atatürk karşıtlığını istismar etmiyor da uydurdukları tarihe gerçekten inanıyor olsalar; şu anlatılarındaki saçmalığı görürlerdi:
Hem Atatürk, saltanatı kaldırıp milleti İslam'dan uzaklaştırma sözü karşılığında düşmanla anlaşarak vatanı geri alacak... Hem de vatanı Atatürk'e bu şartla bağışlayan işgalciler, hazır fırsat ellerindeyken indirmedikleri bayrağımızı, susturmadıkları ezanımızı, elimizden almadıkları toprağımızı indirip, susturup, almak için yüzyıldır planlar yapmaktan da vazgeçmemiş olacak...
Bu ikisini aynı anda savunabilenin ya aklından zoru vardır ya da anlattıklarına kendi inanmıyordur.
Ne yaptığını bilenleri, câhil yığınları kandırarak dolduruşa getirip sömürme peşinde. Dolmaları belli ölçüde yutturmayı, kafalarını bulandırıp eski kuşakları zehirlemeyi hiç başaramadıklarını söyleyemeyiz. Hâlâ o yalan yanlış gayriresmi tarih dolduruşlarından geçiniyorlar.

4