AK Partililerin de bunaldığını gösteren anket
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk siyasetinin buna ihtiyacı var" diyerek "Türkiye'de siyasetin yumuşama sürecini" başlatmak istediğini söylemişti. CHP'nin İstanbul ve Ankara'yı tekrar alarak birinci geldiği 2024 yerel seçimlerinden bir ay sonraydı.
AK Parti ile CHP liderleri arasında karşılıklı ziyaretler, jestleşmeler oldu.
Esen, yalancı bahar havasıymış.
Normalleşmenin ömrü nisan yağmuru kadar kısa sürdü.
Bir yılı dolmadan iktidarın yumuşama ihtiyacı geçti ki hiç olmadığı kadar sertleşti. Ama ya Türkiye'nin yumuşama ihtiyacı! O ne durumda, o da geçti mi, derseniz...
Kamuoyu araştırma şirketi Metropoll'ün son anketindeki şu tabloya bakın, görürsünüz.
Mayıs ortasında, 28 ilde toplam 2 bin 717 kişiye sormuşlar; Erdoğan'la Özel'in yeniden görüşerek siyasetteki gerilimi düşürmesi gerektiğini düşünüyor musunuz
Yüzde 69,9 bu soruya evet, demiş. Hayır cevabı verenlerse yüzde 25,9.
"Yeniden Normalleşme" tablosunun bir de dikkat çekici ayrıntısı var. İktidarla CHP'nin görüşerek siyaseti normalleştirmesini AK Partililer, CHP'lilerden daha çok istiyor.
Sonuç, benim için şaşırtıcı oldu.
AK Partililerin yüzde 69 buçuğu ile MHP'lilerin yüzde 86,4'ü yeniden normalleşmeden yana. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la CHP lideri Özgür Özel'in bir araya gelerek siyaseti yumuşatmasını bekliyorlar.
CHP'lilerin buna desteği AK Partililerle MHP'lilerin epey gerisinde, yüzde 66 buçukta. Yine de büyük çoğunluğu, normalleşme taraftarı.
Daha az istekli olmaları, CHP seçmeninin geçmişte yanıltıldığı için iktidara güvensizliğini yansıtıyor. Adına yumuşama, denilen önceki sürecin içinden CHP'li belediye başkanlarını mafya, uyuşturucu baronlarına yapılmayan bir muameleyle tek sıra dizip teşhir ederek hapse yollama sertleşmeleri çıktı. Partisi ve seçilmişleri suç kartelinden beter muamelelere maruz kalmasa, CHP'lilerin ilk normalleşmeye güveni boşa çıkarılmasa böyle olmayabilirdi.
Bize bir şey daha anlatıyor bu tablo, o da AK Parti ile MHP çoğunluğunun bile 19 Mart'ta başlayan sertleşme sürecini gereksiz ve yanlış bulup yargının değil siyasetin konusu olarak gördüğünü.