Adli yıl ne vaat ediyor

Bahçeli, adli yıl başlar başlamaz CHP'li belediyelere dönük soruşturmaların tamamlanıp hızla yargılamaya geçilmesini istemişti. Uzatılmasını, iç cepheyi güçlendirme çalışmaları açısından sakıncalı buluyordu.

MHP liderinin önceliği, Terörsüz Türkiye süreci. O da herkesi kapsayacak demokrasi ve hukuk reformlarıyla başarılacaktı. Ana muhalefet CHP'yi dışlayarak, tartışmalı yargı uygulamalarıyla değil. Süreci zayıflatacak, aksatacak, geciktirecek operasyonlardan kaçınmaya çağırıyordu.

Ve dün adli yıl başladı...

MHP'nin hukuk kurmayı Feti Yıldız, "Türk siyasetinde 22 Ekim bir milattır. Bugünden sonra siyasi değerlendirmeler '22 Ekim'den önce ve 22 Ekim'den sonra' diye yapılacaktır" demişti.

Neydi 22 Ekim Bahçeli'nin, Meclis DEM grubunda Öcalan'ı konuşturmayı önerdiği tarih. Terör örgütü PKK'yı silah bırakıp kendini feshetmeye çağırması için...

Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Onun da yıl dönümü yaklaşıyor.

Yani iki milat çakıştı.

Aradan geçen bir yıldaki anketlerde ise halkın adalete güveni artmadı, azaldı.

Peki iç cephe daha da güçlenmedi mi Kutuplaşma bitti mi Yeni bir başlangıç oldu, taze bir sayfaya geçildi mi Hukuk ve demokrasi açılımlarıyla bahar havası estirildi mi

CHP'nin 50'yi aşan adalet mitingleri ve DEM Parti'nin rahatsızlıkları öyle göstermiyor. Tepkiler hâlâ canlı, beklentiler karşılanmaktan uzak.

Yine anketlerde, Terörsüz Türkiye sürecine destek yüksekken tamamlanacağına inanç onun yarısı ediyor, etmiyor. Hem de PKK'nın kendini feshetme kararı ve temsili silah yakma törenine rağmen.

Yargı eliyle muhalefetin ve CHP'nin dizayn edilip edilmediği tartışmalarının gölgesinde o gün geldi çattı işte.

Yeni adli yıl açılışında, yine demokrasi ve hukuk senfonisi sahne aldı.

AK Partili Yazıcı'dan MHP'li Yıldız'a, Adalet Bakanı Tunç'tan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Uçum'a kadar herkes aynı orkestrasyona dahil oldu.

Notalar eksiksiz basıldı: Hukukun üstünlüğü, yargının tarafsız ve bağımsızlığı, tutuksuz yargılamanın asıllığı, adaletin hızlandırılması, hak ve özgürlük reformları, şeffaflık, güçlendirilmiş demokrasi…

Kâğıt üstünde tam bir ahenk, sözlerde ritim var. Ama mesele, sahnede çalınan bu melodinin gündelik hayatta da aynı tonda yankılanıp yankılanmayacağı. Çünkü açılış törenleri genellikle moral konserine dönüşüyor, şarkı bitince de sahnede, lâfta bırakılıyor.