ABD eksenine onurlu dönüş bileti

Trump'ın abartılı övgülerle konuğuna saygıyı karikatürleştirmesini, istediğini almak için sırt sıvazladığını fazla belli eden tezgahtar yapmacıklığını, reveransın ciddiyetini sulandıran pazarlama çiğliğini ve bir güler yüzle bir çift tatlı sözüne aç, hasretmiş gibi sevindirik olan, Amerikan gazıyla başı dönüp kendinden geçen sözde anti-Amerikancı yerli, millicilerin kompleksle karışık ikiyüzlülüğünü saymazsak...

Erdoğan-Trump görüşmesinde bardak hepten boş değil, dolu tarafı da var.

Trump, Rusya'yla flört ve Avrasyacılık macerasından ABD ekseninde Batı'yla uyuma onurlu dönüş bileti uzattı. Meşruiyet vermekten kastı da bu olsa gerek. Elbette bedeli karşılığında.

Yalnız önce bir şeyi daha yok saymamız gerekecek. O da dönülen yanlışların millete maliyeti.

Suud, Mısır ve Emirlikler'le ipleri koparmanın yanlışlığını görüp geri dönmek, bütün uyarılara rağmen iktidarın 10 yılını almıştı. Ekonomide faizleri indirerek enflasyonu düşürme deneyinin yanlışlığını anlayıp dönmekse 5 yılını...

Çıkmaza giren o arayışlarımızın bedelleri hâlâ ödeniyor. Bu sonuncunun da üstüne soğuk su içip sineye çektik mi, tamamdır.

Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek için dış güçlere, Üst Akla ve Amerikan emperyalizmine karşı başlattığımız tam bağımsızlık savaşından dönüşe geçmemiz neredeyse 10 yıl sürdü.

S-400 krizinin, başka bir deyişle ABD'yi, AB'yi, NATO'yu Rusya'yla, Avrasyacılıkla, Şangay İşbirlği Örgütü'yle yakınlaşarak dengelemeye dayalı stratejik otonomi serüvenimizin sonuna gelmiş görünüyoruz.

Trump'ın Rusya'dan doğal gaz, petrol almayı kesmemizi istemesi, yol ayrımına vardığımızı gösteriyor. 'İkimizden biri, tarafınızı seçme vakti; nişanı atıp gelin, nikah tazeleyelim' teklifinde bulunmuş olmuyor mu

ABD ile 20 yıllık LNG alımı ve nükleer enerjide işbirliği anlaşması imzalamak, Rusya'nın bizdeki yerini ABD'ye ufaktan devretmeye başlamak değilse nedir

Muhalefet; bazı Amerikan mallarına vergi indirimi jestinden yüklü Boeing ve gaz alımıyla nükleer enerji hediyesine, Trump'a ne istediyse verdik de biz ne aldık, diye soruyor. İktidarı, eli boş dönmekle suçluyor.

Cumhurbaşkanı'yla dönüş yolundaki söyleşide yaptırımların kalkması, F-35, F-16, Halkbank ve S-400'lere ne olacağı, Rusya'yla enerji ticaretinin kesilmesi tek kelime geçmiyor. Öyleyse hiç konuşulmamış anlamına mı gelir

Görünüşe bakılırsa Trump'la görüşmenin elle tutulur, dişe dokunur, somut sonucu sırtımızı Rusya'yla hizalanmaya, yüzümüzü de tekrar Batı'ya çevirmek.

Dümen, Rusya'dan yine Batı'ya kırılıyor. Aks değişikliği, eksen kayması, ABD yörüngesine girmek, ricat, taviz, icazet tartışmalarına takılmayalım.

Avrasya sistemiyle Batı sistemi, Azerbaycan modeli ile Macaristan demokrasisi arasında bir tercih gibi düşünürseniz, kötünün iyisidir.

Belki en azından hapishanelerde siyasi tutuklu kalmaz, seçilmişlerin yerine kayyum atanmaz, seçim kazanmak fiili suç olmaz vesair.